Bölgemizde meydana gelen ve günlerdir devam eden orman yangınları var.
Ormanlarımız ve yaban hayatı yanarken asıl yanan bizleriz.
Geleceğimiz ve geleceğimizi bırakacaklarımız çocuklarımızın gelecekleri, ormanlarla birlikte yanıyor.
Bu yangınların çıkış sebebi şuan tam belli olmasa da tahmin etmek hiçte zor olmayacaktır.
Her afetin başlangıcında olduğu gibi orman yangınlarının da temelinde ve sebebinde ne yazık ki biz insanlar varız.
Bu yangınlara nasıl sebep olunuyor derseniz;
En acımasızı insan eliyle sabotaj yaparak.
Orman içinden geçen elektrik tellerine zamanında bakım, onarım ve yenileme yapmayıp kıvılcım çıkartmasına sebep olunarak.
Doğaya ve yol kenarlarına söndürülmeden sigara izmaritleri atarak.
Orman içinde piknik yaptıktan sonra mangal kömürlerini söndürmeden bırakarak.
Ormana yakın tarla ve bahçelerde kontrolsüz anız yakarak.
Ormana pet ve cam şişeler atarak güneş ışınlarının yansımasına sebep olarak.
Doğaya kontrolsüzce atılan çöp ve kimyasal artıkların parlamasına, yanıcı gaz salgılamasına neden olarak…
Gelelim asıl konumuza.
Bir taraftan yanıyoruz diğer taraftan da bu kadar yangının içinde birlik ve beraberliği baltalayan trollük derecesinde yapılan siyasete yer veriyoruz. Ne etik kalmış nede saygı.
Hiç olmazsa şu yangınlar bitinceye kadar siyaseti bir kenara bırakarak birliği ve beraberliği sağlayıcı adımlar atın.
Bu süreçte siyasetçilerin asıl görevi vaatlerden çok krizi en iyi şekilde koordine ederek yönetmektir. Biran önce yangınların sönmesini hızlandırmak için gerekli altyapıyı hazırlamak, bu konuda çalışanların hem sahada, hem de masada önünü açmak, yardıma ihtiyaçları olanları tespit edip, onlara gerekli yardımları kısa yoldan ulaştırmak ve yangın sebebiyle oluşan barınma, yeme içme gibi mağduriyetleri tez vakitte gidermektir.
Bu yangın bize ne öğretti, neler gördük;
İşinin uzmanlarından çok ağzı olanın konuşmasını,
Güvenliği güvenlik görevlerinden çok halkın sağlamaya çalışmasını,
Yangın söndürmek üzere helikopterlerin yetersiz kalması ve var olan yangın söndürme uçaklarının hangarlarda çürümeye terk edildiğini.
Kurumlar arasında koordinasyon eksikliğini,
Siyasetçilerin siyasi prim için aralarında çekişmelerini,
Sosyal medyada asılsız ihbarları ve yangın öz çekimlerini,
Gerçek ve en önemli olanında her afet ve sıkıntıda halkımızın ekmeğini nasılda paylaşıp darda kalanlara elinden ve gönlünden geldiğince yardım etmek için nasıl çırpındığını bir kez daha gördük.
Yangınsız ve sağlıklı günler dileklerimizle…