Vakar; ağırbaşlılık, temkinli olma, izzeti, haysiyeti ve şerefi koruma anlamlarına gelir. Yumuşak huyluluk ve azamet de ifade eden vakar, hafifliğin zıddıdır. Kibir ne kadar kötü ise vakar da o kadar değerlidir. Ancak vakarlı olmak, asık suratlı, çatık kaşlı, geçimsiz ve uyumsuz insan demek değildir. Vakar, zillet ile kibir arasındaki denge noktasıdır.
Sükûnet ise güven, temkin, ağırbaşlılık, sebat ve heybet gibi anlamlara gelir. Nefisteki telaşın ve heyecanın sona ermesiyle meydana gelen huzur hâlidir. Bu, kalp huzuru ve gönül rahatlığı olarak da ifade edilir.
Vakar, herkes tarafından sevilen ve sâhibine hürmet duyguları kazandıran bir fazilettir. Vakarlı kimselerin söz, davranış ve hâllerinde kibre düşmedikleri, bilakis son derece mütevazı oldukları görülür. Bu iki huy birlikte bulunduğu zaman tam kâmil bir insan...
“Rahman’ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler.”
“Cahiller kendilerine hoşa gitmeyecek lâflar atıp sataştıkları zaman, «selâmetle» deyip geçerler.”

O’nun vakarı, karşısındakilerin saygı hislerini uyandırmakta, tevazuu ise insanların sevgisini kazanmasına sebep olmaktaydı. Zira O insanların en güzel ahlâklısı idi. Her zaman sükûnet ve vakarla hareket eder, asla yüksek sesle bile konuşmaz ve kötülüğe kötülükle karşılık vermezdi. Aksine, affeder ve bağışlardı…

Maalesef, insani değerlerin kaygısını çeken bir dünya olmaktan çok uzağız. Teknolojinin ağına düştük sürükleniyoruz. Bilim adına, çağdaşlık adına küresel güçlerin yenidünya düzeni; dijital bir uyarlama ile devam ederken karşısına ancak manevi değerlerimiz ile çıkabiliriz.
Var olmak istiyorsak; modern dünyanın hızına ayak uydurmak zorundayız ve yeni sistemin oyun kurucusu olma potansiyelimiz var. Bu potansiyeli; coğrafi konumumuz, tarihi misyonumuz ve eşsiz medeniyetimizle önemli bir fırsata çevirebiliriz.
Bu sistemin karşısında alternatif bir güç olarak; ancak kendi değerlerimize, özümüze döndüğümüz ölçüde karşı durabiliriz. Kendi içinde dayanışmasını, yardımlaşmasını ve birliğini tesis etmiş bir ülke olabilirsek her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz…
Vakar, ağırbaşlılık en çok da mevki makam sahiplerine servet sahiplerine yakışır. Bu dönemde kısır çekişmelerin önüne geçmek, gücümüzü zayıflatmamak ve birlik olmak için buna ihtiyaç var. Toplumun kanaat önderleri, bilim insanları bu yönde aksiyon almalı ve vakarı öne çıkarmalıdır. Aklı başında, toparlayıcı, güven veren, sükûnet sahibi bir tavırla heybetlerini; dağıtmak, bölmek, kutuplaştırmak yerine birlik için sarf etmeliler.
“Sen katı kalpli ve sert olsaydın etrafında kimse kalmazdı” ikazı orada capcanlı duruyorken başka süfli amaçlar uğruna kırmak, dökmek, bölmek akıl kârı değildir. Sağduyu şiarımız olmalıdır…

Özellikle hocalar talebeleri ile komutanlar askerleri ile imamlar cemaati ile âmirler maiyetindeki memurları ile işverenler işçileri ile anne-babalar da çocukları ile olan münasebetlerinde; vakar ve ciddiyeti elden bırakmadan, onlara karşı şefkatli, merhametli ve müşfik olabilmelidir.
Bu ciddiyet ve şefkat dengesi iyi ayarlanamadığı takdirde; ya zorbalık durumu yahut da anlayışın suiistimali gibi bir durum ortaya çıkabilir.
Bu münasebetler, tıpkı yüce dağlarla engin ovalar gibi olmalı. Bir taraftan yüceliği ile maiyetindeki insanları kucaklarken, diğer yandan da disiplini sağlayıp sevinç ve kederleri beraberce paylaşabilmelidir.
Dedikodu yapmak, fitne-fesat çıkarmak, onun-bunun aleyhinde konuşmak, hafif davranışlarda ve şımarık hareketlerde bulunmak, yılışık ve laubali olmak, yalan söylemek ve haset etmek gibi fiil ve ifade tarzları, ciddiyet ve vakarla bağdaşmaz. Bunlar cahilliğin ve cehaletin eserleridir. Gerçi âcizane ben bugüne kadar, cahilliğini kabul eden hiç kimseye rastlamadım. Cahilin cehaletini ispatlamak kolaydır, lâkin kabul ettirmek zordur.
Bunun diploma ile de pek alâkası yok. Lâf taşıyor mu bir insan, cahildir. Çevresine lâf yetiştirmekten; kendisini ilimle, irfanla yetiştirmeyi ihmal etmiştir. Dedikodu yapıyor mu bir kişi cahildir. Onu-bunu çekiştiriyor, fitne-fesat çıkarıyor mu, laubali ve yılışık mı daha da büyük bir cahildir.
Nâhoş alışkanlıklardan vazgeçemeyenler, seviyesiz şaka yapanlar, hafif meşrep yatıp kalkanlar…
İnançlı, kültürlü, ciddî, vakarlı ve bilgili bir insanın en büyük imtihanı, cahiller arasında kalmaktır.
Selam olsun vakar sahibi, sağduyulu canlara…
Muhabbetle…