Belkide insanoğlunun doğasında olan ve bir zamanlar felsefe derslerinde gördüğümüz alt bende varlığını koruyan gerek toplumsal gerek geleneksel gerek dini gerekse hukuksal baskılardan ortaya çıkamayan ve böylesi genelde yaşanan panik durumlarında bütün vicdan ve ahlak kurallarını bir yana atıp ortaya çıkma cesareti bulan bu durumun adı “virüsün insana bürünmüş hali “ dir. Ortama adapte olması kolaydır ve sinsice planları vardır..
Bazen bir depremden sonra bazen hayatını kaybeden birinin cüzdanını almak bazen de böylesi toplumun genelinde yaşanan bir endişeyi kendi çıkarları uğruna kullanarak kendine maddi veya manevi bir fayda sağlama şeklinde ile ortaya çıkar..
Günümüzde gelişen iletişim olanakları ve özellikle sosyal medyanın da katkı sunduğu şekliyle bu yeni durumu panik havasına çevirip kendisine avantaj sağlayan veya bir şekilde anlaşılmaz tatmin sağlama halidir “ delilik “ .. Böylesi insanları endişeye düşüren durumlar karşısında bu “delilik” hali virüsten hızlı yayılır .. Sosyal medyayı etkin kullanan bu kesim insanların gerçek ihtiyaçlarından çok neye ihtiyacı olacağı veya nasıl davranması gerektiğini ile ilgili yönlendirmeler yapar.. Kurt puslu havayı sever gibi hayvani bir dürtüyle hareket eden bu kesim insanlık ve vicdan duygusundan yoksun hareket eder ve ahlaki sorumluluklarını yok sayan davranışlar içine girer.
Uzun zamandır tartışılan eğitim sistemimizin belkide ilk ele alması gereken konu öğretimden önce verilen eğitimin “iyi bir vatandaş , ahlaklı ve vicdanlı bir insan olma “ üzerine kurgulanması bugün yaşadığımız ve Korona virus vakasında da gördüğümüz “bencil” yaklaşımları en aza indirmenin en etkili yoludur. Belkide bu yapılanları cezalandırmanın geleneksel hukuk dışında farklı yöntemler geliştirmek uzun vadeli çözümlere kısa vadede katkı sunabilir.
Çok güzel söylediler ...
“Namaz 5 vakit ama ahlak 24 saat farz"