İletişim çağının geliştiği günümüzde toplumun sesi olan ve tüm dileklerini bu mecradan rahatlıkla ve herhangi bir kısıtlama getirmeden dillendirdiği sosyal medya artık kamu ve yerel otoritenin de mesajlarını verdiği bir ortam haline geldi. Yazılı ve görsel medyanın da önemli bir parçası haline gelen sosyal medya doğru veya yanlış ayrımının zor yapılabilmesine rağmen kendine taraftar bulup hızla yayılma özelliği ile birlikte yöneticilerinde dikkatini buralara yoğunlaştırmasına ve bir takım kısıtlamalar getirmesine sebep olmaya başladı.
Bundan birkaç yıl önce sosyal deney niteliğinde Eskişehir’de yapılan karlı bir akşamda insanları kartopu oynamaya sosyal medya üzerinden davet sonrası birbirini tanıyan tanımayan yüzlerce kişinin bu etkinliğe katılması sosyal medyanın gücünü göstermesi bakımından önemliydi. Aradan geçen zaman sonrası bu gücün daha da fazla olduğunu söylemek mümkün. Artık görüşlerini buradan paylaşanların sayısı oluşturduğu etki ve takip sayısı sebebiyle hızla artıyor. Ayrıca son aylarda yaşanan korona virüs vakası ile de bir çok görüşme bu gruplar üzerinden yapılmaya başlandı.
Aslında fikirlerin paylaşıldığı ve serbestçe ifade edildiği sosyal medyanın nasıl kullanıldığı bölgemizi yakından ilgilendiren Turizm sektörü içinde belirleyici olması hiç sürpriz olmayacak. Sosyal medyada paylaşılan bir haberin yayılma hızını düşündüğümüzde seyahat edenlerinde bu yaşanan ortamın sakinleşmesinden sonra akıllarında bölge ile ilgili nasıl haberler kalacağı belki de dikkatimizden kaçırmamamız gereken bir başlık olarak çıkıyor. Bu haber ve görüntülerin doğru olduğunu kabul eden her türlü soruna rağmen tatil ihtiyacı duyacaklar tatil beldesini seçerken bu dönemde çıkan haberleri de göz önüne alacaklardır.
Diğer taraftan baktığımızda bir bölgede çıkan vaka sayısının kamu otoritesinin bilgileri dışında sürekli gündemde tutulması ve kamu ile çelişkili bilgilerin sosyal medyada dolaşmasının bölgeye katkı sağlamayacağı açıktır. Aslında bu yeni durum karşısında yapılması gerekenler vaka sayısı ne olursa olsun aynıdır..
Bir tatil için seyahat edilebilir makul süre çemberinde kalan ve hedef pazarların bu dönem bittikten sonra tatil seçeneklerine baktığımızda ülkemiz ve özellikle Akdeniz bölgesi halen rakiplerimize oranla hem algı açısından hem vaka açısından hem de yapılanlar açısından halen en uygun alternatiflerinden biri olarak görülmektedir. Tur operatörleri bu konuda seyahat sektörünün tekrar hareketlenmesi sonrasında en şanslı ülkeleri Türkiye ve Yunanistan olarak görmektedir. Bu görüşe katkı sunmak için özellikle sosyal medyayı bu yönde kullanmak hali hazırda zorunlu olarak evlerinde kalan bu mecrayı öncesine göre daha fazla takip edenler olduğu düşünüldüğünde olumlu olacaktır.
Her ne kadar bu yeni durumun sonrasında seyahat edenlerin sayısında hissedilecek bir düşüş yaşansa da aynı şekilde seyahat edilebilecek yerler konusunda da ciddi tereddütler oluşacaktır. Bu lehimize kullanmak yine bizlerin elindedir.
Belki bundan sonraki dönemde misafirin Havalimanından gelip tekrar havalimanına dönüşüne kadar hizmet veren sektörün bütün paydaşları yeni dönemle ilgili ikna edici çalışmalarını paylaşmaları ve bunu sosyal medyanın gücünü de kullanarak daha fazla kişiye ulaştırmaları gerekmektedir.
Bu süreçten misafirde güvenli ve temiz bir algıyla çıkacak Alanya, havalimanı avantajıda eklendiğinde bu zor durumunda çıkarken alacağı hasarı aza indirebilecektir.
Evet şimdilik evde kalalım ancak sonrası içinde çalışalım..