‘’Güzel insanlar geldiği yere huzur, gittiği yere hüzün bırakır.’’ Öyle güzel bir insan geldi geçti bu cihandan. Varlığı huzur ve güvendi, şehadeti hüzün. Allah için yaşayan, Allah için mücadele eden ve Allah yolunda şehit olan İsmail Haniye.
Yaptıkları, söylediklerinden farklı olmayan…
Dünyalık hiçbir menfaat gözetmeyen…
Koltuk sevdası için satılık Arap liderlerinden olmayan…
Ben yalnızca ‘’Abdullah olurum’’ diyen…
Kısa zaman önce evlatlarının ve torunlarının şehit olduğu haberini alınca metanetini bozmadan ‘’İnna lillahi ve inna ileyhı racıun’’ sırrına mazhar olan…
Filistin Özgürlük Hareketi’nin ve İslam Alemi’nin en önemli isimlerinden İsmail Hanıye…
Yıllarca Katar’da yaşadı, bir şey olmadı. Gazze’de yaşadı, olmadı. Türkiye ziyaretleri oldu, yine bir şey olmadı. Başka ülke ziyaretleri oldu, hakeza yine bir şey olmadı. Davet edildiği İran’da suikasta uğradı. İsrail’den sonra en büyük suçlu İrandir. Suikastlar ülkesi İran…
İsmail Haniye’yi, oraya öldürmek için çağırmışlar resmen. İran-ABD pazarlıkları ile Hamas’ı satışa getirme iddiaları varken, hiç de masum bir görüntü yok ortada.
Kendi Cumhurbaşkanını bile koruyamayan, vuracağı yerleri  önceden ABD ye bildiren, Suriye’de Elçiliği bombalanan, Lübnan ve Suriye’de komutanları öldürülen ve bir şeyi sonuçlandıramayan devlet olur mu hiç? Yol geçen hanı resmen…
Daha bir ay önce evlatlarının, torunlarının İsrail terör örgütü tarafından şehit edilmesinin taziyelerini kabul ederken, kendisi erdi o yüksek mertebeye…
Direnişine ve şehadetine şahidiz…
Özgür yaşadın özgür öldün…
Allah’tan başkasına boyun eğmedin…
Nefsinin isteklerine prangalar vurabilmek, özgürlük demektir biliriz…
Dava, Allah’ın davasıdır. Bir Hanıye gider bin Hanıyeler doğar...

ŞEHADETİN MÜBAREK OLSUN BÜYÜK KOMUTAN…