Ramazan ayında tutulan orucun sağlığa muhtemel etkileri iyi bilinmelidir. Ramazan bir taraftan sağlıklı beslenmek ve sağlıklı yaşamak için bize genel ve sürdürülebilir bir model oluştururken bir taraftan da bizi birçok hastalıktan koruyucu birçok etki göstermektedir. Bu köşeyi takip eden okurlarımın iyi bildiği ve sıklıkla önerdiğim beslenme biçimleri Ramazanda uygulamalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sadece akşam iftar ile sabaha doğru, gün doğmadan sahur arasında yemek yenilebilen, başka bir yeme içme imkânı olmayan bir beslenme biçiminin önerilmesinin sağlık yönünden de bir faydası var mıdır? İnsan metabolizmasına, kilo alımına, obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi hastalıkların oluşumuna orucun nasıl bir etkisi olduğu bu ay içerisinde düşünülmelidir.
Ankara’da bulunan ve sağlık temalı nitelikli eğitim vermek üzere çaba içinde olan Lokman Hekim Üniversitesi’nin daveti üzerine geçtiğimiz yıl verdiğim; ‘Oruç ve Metabolizma’ başlıklı konferansta, orucun insan sağlığına etkilerine dair kendi araştırmalarımızı ve dünya genelindeki bilimsel yayınlarda yer alan kanıtları anlattım. Sizlere bu konferansı kısaca sadeleştirip özetlemek istiyorum.
Aralıklı açlık veya intermittent fasting, kilo verme aracı olarak dünya genelinde çok popüler bir öneridir. Ramazan orucu, her yıl bir ay boyunca dünya çapında yüz milyonlarca yetişkin Müslüman tarafından uygulanan özel bir aralıklı açlık şeklidir. İslam'da oruç, şafak ile gün batımı arasında yeme ve içmeden uzak durmayı gerektirir. Oruç, yaşamı sürdürmek için gerekli olan seviyenin altında enerji alınan kronik ve ciddi bir eksiklik olan açlıktan farklıdır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; oruç sayesinde gün içinde daha uzun süre sabit ve ideal kan şekeri seviyesini korumak mümkün olabilir. Gün içindeki şeker dalgalanmalarının önüne geçilmesi insülin direnci ve diyabete karşı koruyucu olur. Glikoz düzenlenmesi sayesinde; vücuttaki iltihabi süreçlerin ve bozulmaların baskılanması gerçekleşerek vücudun direnci artar. Oruç esnasında uzun süreli açlık sayesinde, hasarlı moleküller tamir edilir ya da ortadan kaldırılır. Bu sayede genetik bazı kusurlar da tamir edilir. Serbest radikallerin vücudumuzda sürekli olarak oluştuğunu ve yüzlerce ciddi hastalığa yol açtığını biliyoruz. Bağışıklık sistemi açlıkta aktif hale geçerek serbest radikallerin zararını gidermeye başlar. Aralıklı açlık modeli olarak oruç; sinir sistemi ve enerji üretimini doğru biçimde düzenleyerek, Alzheimer ve Parkinson hastalarının bulgularında kısmi iyileşmeye ve zihinsel faaliyetlerin daha iyi işlemesine neden olur. Oruç sayesinde metabolizmamız düzene girerek; obezite, kalp-damar hastalıkları, kalp krizi, romatolojik hastalıklar ve kanser riskinde azalma görülebilir. Kolesterol, şeker, kilo ve
tansiyon üzerinde olumlu etkiler görülebilir. Oruç biçiminde aralıklı açlık ve kalori kısıtlaması sonucunda; bağışıklık güçlenmesinden, beklenen yaşam süresinin uzamasına kadar büyük fizyolojik etkiler gösterilmiştir; Ayrıca açlık modeli olarak, oruç tutulmasıyla, yaygın bir sonuç olan kilo verilmesinin yanı sıra vücut yağında bildirilen azalma ile vücut yapısında olumlu değişiklikler gösterilmiştir. Ramazan boyunca sağlıklı ve doğal gıdaları tüketmeye ve bol sıvı almaya dikkat edelim. Bu ayda uyguladığımız beslenme biçiminin benzerinin yıl boyu devam edilebilecek ideal bir yaşam tarzı olduğunu unutmayalım. İki öğün yiyerek hastalıklardan korunmak mümkün olabilir.
Bu yıl, daha az yediğimiz ve daha çok paylaştığımız, tok kalmaya çalışarak değil, açlığı hissederek aç olanların halini anladığımız, kilo alacağımız değil, kilo vereceğimiz, israftan, açık büfeden, yüzlerce çeşit yemekten, gösterişten kaçınarak, ihtiyaç sahipleriyle buluşacağımız sade ve mütevazı sofraların peşinde olacağımız bir Ramazan yaşamayı, daha sonra da bu hisleri bütün bir yıl boyunca devam ettirebilmeyi ümit ediyoruz. Sağlıklı, bereketli ve huzurlu bir Ramazan ayı geçirmenizi dilerim.