Pandeminin etkisiyle “kayıp bir yıl “ olarak adlandırabileceğimiz bir yılı, normal yıllarda turizm sezonu diye adlandırdığımız dönemi geride bırakırken yıl içinde gerçekleşen rakamlarda ortaya çıkmaya başladı. Bundan sonraki kalan bölümde ciddi bir hareketlenme beklenmediği gibi kış dönemide yaz gibi diğer kış dönemleri ile kıyaslanmayacak ölçüde sakin geçecek.

Rakamlar bölgemizde meydana gelen seyahat hareketlerindeki kaybın ülkeler bazında değişsede %70-90 arasında olduğunu gösteriyor.

Duruma en sert tepkiyi veren ülke grubu İskandinav ülkeleri. Özellikle hükümetlerinin uyguladığı sert seyahat kısıtlamaları operatörlerin herhangi bir şekilde operasyon yapmasına izin vermedi. Bu özellikle çarşı-Pazar gezmeyi seven bu kitlenin katkı vermemesini çarşı esnafında kendini hissettirdi. Her ne kadar Norveç ve Finlandiya’dan tarifeli uçuşlar sınırlıda olsa gerçekleşse de verdiği katkı yeterli seviyeye ulaşamadı.

Aslında durum kaynak pazarımız Avrupaya baktığımızda da farklı değil. Özellikle rekabet içinde olduğumuz Akdeniz ülkelerinde de hava trafiğinde ortaya çıkan sıkıntılar yolcu sayılarınada yansıdı. Birçok hava yolu finansal krizlerini çözme sorunları yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Artan vaka sayıları ve tekrar gündeme alınan seyahat kısıtlamaları kış döneminde de bu sorunların devam edeceğini gösteriyor. Birleşmeler veya devlet desteğine ihtiyaç duyan havayollarının bundan sonraki süreci önümüzdeki yıllarda da seyahat hareketlerini etkileyecek. Özellikle Antalya ve Alanya olarak baktığımızda ana ulaşım kaynağımız olan havayollarının yaşayacağı zorlukların bize yansıması ve planlamalarda aşağı doğru revizeler yapılması sürpriz olmayacak.

Açıklanan rakamlardan sonra Avrupada havayolu trafiğinde en az gerilemenin Antalya , Moskova gibi sınırlı sayıdaki havalimanlarında görülmesi ve Eylül ayında Antalya Havalimanının en yoğun 10 havalimanının içinde olması sevindirici ve gelecek için umudumuzu korumamıza yol açan bir veri..

Avrupadahavayolu yolcu trafiği ortalama %81 gerilerken Antalya özelinde ülke içi uçuşlarında etkisiyle %53 oldu. İstanbulda ki gerileme bile %71 olarak kayıtlara geçti.

Dünyada kadın ve gençlerin ağırlıklı oluşturduğu doğrudan ve dolaylı turizm sektörüne bağımlı yerlerin kapanması sonucu 100-120 milyon kişinin iş kaybı veya kısıtlı çalışma şansı bulabildiği bir süreçten geçildiği Birleşmiş Milletler raporuna da yansıdı. Turizm sektörünün bu yılki kaybı 1,2 trilyon dolar civarında olacak. Hükümetler sektöre cansuyu olacak müdahaleler yapsa da bu kaybı kapatacak güçlü ekonomiye sahip ülke sayısı yok denecek kadar az.. Tek çare seyahat hareketlerinin başlaması olarak görünüyor.

Şu anda beklenen,tıbbi bir çare olarak görünen ve çalışmaların son aşamasına geldiği aşının sıkışmış ve tatil için bekleyen talebi istenilen ölçüde hareket geçirmesi.

Bizim gibi ana gelir kaynağı turizm olan bölgelerin yanında buraya misafir gönderen tur operatörlerinin de en büyük isteği bu döngünün bir an önce başlaması..

Hazırlıklarımız bu yönde..

Umudumuz bu talebe uygun ortama bir önce kavuşmak…