Dünya genelinde ve ülkemizde benzer durumda olan oranlara baktığımızda; yetişkin insanların üçte birinden fazlası aşırı fazla kilolu yani obezdir. Yine insanların üçte birinden fazlası fazla kilolu yani pre-obez diyebileceğimiz obez adayı bireylerdir. Yani toplumun üçte ikisinden fazlasının kilo problemi vardır. Çocuklardaki obezite oranı da giderek artmaktadır. Obezite hem metabolik ciddi bir hastalıktır hem de başka birçok ölümcül hastalığı tetiklemektedir. Bütün önleme çabalarına rağmen obezite sıklığının azalması bir yana giderek daha da artmaktadır. Obez bireylerde sağlık alt-üst olmakta, yaşam kalitesi çok ciddi olarak düşmekte, birçok kronik hastalığın gelişmesi için müsait bir zemin oluşmaktadır. Aşırı miktarda artan yağ dokusu, yirmiden fazla hormon ve sitokinin sürekli yüksek miktarda salınımına yol açmakta ve bu süreç hormonal hastalıkların oluşması ile neticelenmektedir. Geri dönüşü mümkün olarak başlayan hücre, doku ve organ bozuklukları uzun süre devam edince kalıcı ve neredeyse geri dönüşü mümkün olmayan bir hale dönüşmektedir. Bu sebeple ‘Obezite’ mutlaka tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Obezite tedavisinin temelini sağlıklı, doğal, dengeli ve yeterli bir beslenme biçimiyle beraber hareketliliğin arttırılması ve mümkünse düzenli egzersiz veya spor yapılması oluşturmaktadır.
Modern dönemde; gıda içeriklerinin giderek daha karmaşık hale gelmesi, gıda katkı maddelerinin kullanımında sayının ve miktarın giderek artması, genetiği değiştirilmiş gıda (GDO) ve yapay gıda üretiminin yaygınlaşması için dünya genelinde yapılan çalışmalar gibi durumlar sağlıklı beslenmeyi giderek zorlaştırmaktadır. Oysa bizim iddiamız sağlıklı beslenmenin çok kolay olduğu ve basit beslenme prensipleriyle hastalıklardan korunmanın mümkün olduğu yönündedir. Basit, sade, pratik, uygulanabilir ve sürdürülebilir beslenme prensiplerini bir yaşam tarzına dönüştürmek ve bu sayede sağlıklı yaşamak yönündeki tezimizi bilimsel araştırmalarımızla ve makalelerimizle destekleyerek sunuyoruz. Bütün bunları beslenme biyokimyası ve canlının işleyiş mekanizmalarına göre detaylı inceleyip çıkarımlara varıyoruz. Bu sayede, bize şimdiye kadar önerilen birçok beslenme tavsiyesinin eksik, yanlış, mesnetsiz, ezbere dayalı veya yetersiz olduğunu da görmüş oluyoruz. Günümüzdeki karmaşık beslenme içerikleri, aşırı (ultra) işlenmiş gıdaların çokluğu ve fast-food beslenmeye dayalı yaşam tarzı bizi ümitsizliğe itmemelidir. Beslenme hakkında temel bir bilgi düzeyine ulaştığımızda kendi bedenimize, ihtiyaçlarımıza ve yaşam tarzımıza göre sağlıklı ve bireysel bir beslenme düzeni kurmak kolaydır. Dayatılan beslenme içeriklerine ve düzenlerine karşı durabiliriz. Bunun için ihtiyaç duyduğumuz bütün bilgiler; ‘7’den 70’e her yaştan insana’ kolay anlaşılır ve uygulanabilir biçimde; S.S. International Publishing isimli Türkiye merkezli uluslararası yayınevi tarafından bugünlerde yayınlanan ’70 Adımda Sağlıklı Beslenme’ kitabımızda sunuluyor. Kitap bütün seçkin kitap satış sitelerinde mevcuttur. Beslenme Diyetetik Bölüm Temsilci olan kıymetli bir öğrencimin kitap hakkındaki okur yorumlarını sizlere sunuyorum: ‘’Hasan Hocam merhabalar, “70 Adımda Sağlıklı Beslenme” kitabınızı büyük bir heyecan ile birlikte merakla okudum. Kitabın kapağında da bulunan yazıdaki gibi hakikaten bilim dünyasında büyük bir ses getiren kitap. Bütün hastalıkların başında bizler hep öncelikle beslenme gelir diyoruz ama “neden?” Sorusunu sorduğumuzda çok klişe cümlelerle kendimizi ikna (!) ederdik ama görüp okudum ki bu kitap basmakalıp düşüncelerimize yön verip sağlık, sadece beslenme ile değil; beslenmenin alt başlıklarıyla (yeterli, dengeli, doğal, daha az işlenmiş… gibi) beraber sürdürülebilir yaşam tarzımızın nasıl olmasına kadar bütün sağlıklı beslenme sorularına da cevaplar bulunabileceği sade, açık ve anlaşılır bir dil ile yazılmış. Emeğinize, kaleminize sağlık hocam. En kısa zamanda Mardin’de kitabınızı imzalatmak ümidiyle. İstanbul/Haliç’ten kitabınızla beraber sizlere selam olsun. Beslenme ve Diyetetik Bölüm Temsilcisi’’. Faydalı olması dileklerimle. Sağlıkla kalın.