Türkiye’de varlığı bir dert, yokluğu çok büyük dert..
Kimden bahsettiğimi çabucak anlayacaksınız.
Elinizi vicdanınıza koyun, bu sene Turizm’den para kazanmadık deyin lütfen.
Kazandık.
Hayatımda ilk defa bu kadar Alanya’nın kalabalık olduğunu görüyorum.
Caddelerimizde lüks yabancı plakalı araçlar görüyorum. Alışveriş alışkanlıklarından çok şikayetçi olduğumuz, bakkaldan su almayanlar, şimdi lüks retoranlarda lüks harcamalar yapıyor, lüks alışverişler yapıyor.
Daha önce hiç alışık olmadığımız türden Rus uyruklu insanlar Alanya’ya geldi.
Neden?
Türkiye güzel ülke. Herkese kucak açar. Alanya ise bambaşka güzel.
Avrupada hoş geldiniz yok. Bu insanlara ve sermayesine ambargo var. Aslında, ilk defa buralara gelen daha önce zamanlarını İspanya, İtalya’da geçiren üst tabakadan bahsediyorum.
Hotellerimizin br çoğu hala açık. Maşallah yılbaşında yer bulamıyoruz. Oda fiyatları kış olmasına rağmen baya okkalı.
Kötü mü? Iyi..
Alanya’da caddeye çıkın Aralık ayında, sanki yaz hiç bitmemiş. Restoranlarda hemen hemen yer yok. Kapıda hanım efendi; reservasyon yaptınız mı diyor.. Yokarda Fatih Abi’nin kahvaltısını yemek için yer ayırmak lazım.
Kötü mü? İyi..
Alanya kış gelince, karanlık bir şehir haline gelirdi. Şimdi, eski ve yeni hemen hemen tüm daireler kiralanmış vaziyette. İlk defa gayrimenkul bir yatırım aracı haline geldi.
Kötü mü? İyi..
Migros’a giriyorsnunuz, Alışveriş yapanlarların çoğunluğu yabancı. Pazar yeri, balık pazarı..
Kötü mü? Iyi..
Yeni yapılan inşaatlar hemen satılıyor. Sadece Alanya’da ki müteahhitler değil, Konya’daki çimentocu, Çanakkale’deki seramikçi, Diyarbakır’lı alçıcı vs. ve onlarda sektör ekmek yiyor.
Kötü mü? İyi..
Alanya banka müdürleri il konuşun ne diyorlar. Biz bu sene Türkiye’deki tüm bankalar içinde şampiyon olduk diyor.
Kötü mü?
Turlar, araba kiralamala, muzcu, avakadocu, şucu bucu, bir sürü insan bu işten para kazanıyor.
Ya kötü mü?
Her halde Ruslardan bahsettiğimi anlamışsınız.
Madolyonun parlak tarafı böyle..
Madalyonun diğer tarafını bakalım.
Avrupalılar gayrimenkullerini satıyor, Ruslar alıyor. Avrupalı diyor ki; caddede sadece Ruslar var, komşularım sadece Rus oldu. Satıp evimi İspanya’dan eve alacağım diyor. Avrupalıların Rus algısı.
İyi mi? Kötü..
Daha çok para, daha çok gayrimenkul satışı için vahşi bir yapılaşma var. Hem de alt yapı sorunları çözülmeden here yere bina yapılıyor. Mahmutlar, Avsallar ve en son Demirtaş.
İyi mi? iyi değil.
Üretilen tüm konutlar yabancı satış oryantasyonlu olduğu için büyük daire üretilmiyor. Arz talep olayı. Bu da çok büyük bir yerli konut gereksinimi ortaya çıkarıyor. Ne devlet memurları, ne yeni evliler nede öğrenciler oturacak konut bulabiliyor.
İyi mi? Kötü..
Zeten hayat pahalı bir de Rus akını olunca diyor yerli vatandaşlarımız, Alanya hepten pahalandı,hayat zehir oldu..
Doğru mu? Oda doğru..
Ama şunu unutmayalım: “İstanbul’da hava alanı patlaması olduğunda fahiş fiyattan taksiye alan bizim insanımızdı, büyük deprem olduğunda depremzelerim mallarını yağmalayan bizim insanımızdı, sadece Alanya’da değil İstanbul’da çaruk çuruk evin oturma odasını bölüp kiraya veren gene bizm insanımızdı. Uygun fiyata oturan vatandaşı evinden atıp, yerine yabancıyı oturtmaya çalışan yine avantacı, bizim insanımız”.
Yanlış mı doğru mu?
Bunlar tespitler..
Sizler hiç bir yerde bulamayacağınız, duymadığınız çözümleri de sunayım.
1- Yabancıya topraklı gayrimenkul satışını tamamen yasaklayalım. Üzerindeki konutu satın alsın. Buyursun 49 yıl yaşasın, kullansın. Bir çok ülkede var. İnsanlarımız rahatlasın bi. Bu ne kardeşim dağ taş Rus oldu. Vallahi abartmıyorum, dün inek güttüğüm yerlerde Ruular dolanıyor.
2- Paray bas, vatandalık al. Direk vatandalkık vermeyelim.1000.000 euroluk mal alsın. 5 yıl yaşasın, bakalım bizim ülkemize uyum sağliyor mu? 5 yılın sonunda, gel bakalım Paşam, İstiklal marşını bi oku bakalım. Fatih Sultan Mehmet’i sor. Atatürk’ü ve kurtuluş savaşını sor. Bunları Türkçe sor. Bilemedin mi, çalış gel seneye.
Türk olmak ve bu coğrafya’da yaşamak kolay mı? Kusura bakmayalım öyle yağma yok. 10 gündür Slovakya’dayım anam ağladı. Soğuk, pus, çiseng yağmur, karanlık.. Evime, Alanya’ya dönüversem diye Allah’a yalvarıyorum burada..
3- Hollanda’da var. Yeni yapılan konutların %30 u sosyal konutlara ayrılsın. Direkt.
Nasıl? Yüzde otuzluk daire yada o kadar kısımdan gelecek kiradan elde edilecek gelir, ya Belediye’ye yada devletin kurumuna ( Kaymakamlık, Sosyal hizmetler vs.) tahsis edilsin. İhityacı olan kişilere; devlet memurlarına, hastane personeline, öğrencilere, fakirlere, yeni evlilere, bedava yada çok makul ücret karşılığında verilsin. Beş senenin sonunda müteahhit dairesini ger alsın. Oldu mu? Bal gibi oldu. Herkes çok çabuk alışır.
4- Site ve apartman yönetimlerini kesinlikle Türk vatandaşlarına verilmesi gerekir. Türk yoksa apartment yönetim şirketlerine yada belediyelerin birim oluşturarak sistem kurmaları gerekir. Dilimizi bilmeyen insanlar bizi yuvalarımızdan çıkarmaya çalışmasın ev etnik ayrışma yapmasın.
5-Vergi dairesi acilen online vergi ödeme sistemi kurması gerekir. Evini herkes bir şekilde kiraya verebilir. Kısa yada uzun süreli. Bu bir yatırımdır.
Nasıl olacak? Yabancı yada Türk ev sahibi evini kiraya verince hemen online vergi ödemeye girecek, kaç gün, kaç para, kredi kartı..cırt bitti. Mart ayını beklemyecek deklera etmek için. Çoğu yabancı nereye ne vereceğini dahi bilmiyor. Böylece havuz baya su kaçırıyor. Çok basit bir yazılım. Yüksek getiri. Yeni iş kolu. Alan memnun satan memnun. Böylece ülkemizde satılan konutun yatırım değeri oluyor. Hayatında hiç Türkiye’ye gelmeyen insanlar ev sahipleri vasıtası ile Türkiye'ye geliyor. Araba kiralama mennun, restoranlar mennun, pazar menun, herkes memnun.
Velhasılı, gelenler organize, eğitimli, zeki, teknolojiyi son derece iyi kullanan insanlar. Bizi sulu dereden susuz getirirler.
Yeterki kuralları koyalım ve işletelim.
Bizler, turizmimizi çeşitlendirmemiz lazım. Kaderimizi Bay Putin’in iki dudağının arasına bırakamayız.
Aslında yazımın başlığı, gidenlerlerle ilgliydi. Gelenlerle değil.
Ama bu artık sosyal bir sorun.
Giden İskandinav’ları, Alman’ları, Hollandalı’ları geri getirmemiz lazım. Alanya için tantım odaklı değil pazarlama odaklı çalışmamız lazım. Hedef odaklı. Bu gelecek yazımın konusu olacak. Sorun tespiti ve çözüm önerilerim olacak.
Herkesin yeni yılını kutluyorum. Allah; kazasız, belasız, sağlıklı ve huzurlu yeni bir yıla girmeyi nasip etsin.