Geçen haftaki yazımda mutluluğa bakışımızla ilgili yazmıştım köşe yazımı. Hayatın akışı içerisinde mutluluk ve hüzün iç içedir sevgili dostlar. Mutluluk ne kadar varsa ve var olmalıysa bi o kadar hüzün de hayatımızın bir parçası ve gerçegi olarak var olmak durumunda ömür sermayemizde.
Ayrıştırmamız gereken tek konu, dert ile hüznü karıştırmamak. Dert, yoksunluğunu çektiğimiz şeydir. Hüzün ise içerisinde aynı zamanda mutluluk da barındırabilen bir duygu durumudur öyle değil mi?
Kainatın en sevgilisi, en özleneni Peygamber Efendimiz de hüzün peygamberidir. Gülüşü bile kahkahalarla değil, hafif hüzünvari tebessümle olan sevgililer sevgilisi… Muhatabına kıskançlık duygusu degil, huzur duygusu yaşatan canım peygamberim…
Müslümanların birbirlerinin sıkıntısıyla hüzünlenmesinin, ‘’mü’min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir’’ diyerek, hüzün ortaklığının önemini buyurmuştur en sevgili.
Hayatın akışı içerisinde, bakışlarında ve duruşlarında sürekli hüzün taşıyan insanlar vardır. Bu duygu fazlaca ilişmiştir doğalarına. Bu duruş ve bakışın onlara yakışmadığını da söyleyemeyiz hani? Tebessumlerindeki hüznü ayrı bir özleriz, uzak kaldığımız zamanlarda. Ne dersiniz?Sizin de var mı etrafınızda hüzünlü davranışlarının altındaki samimiyeti özlediğiniz dostunuz, arkadaşınız, herhangi bir yakınınız?
‘’Hüzün sana içinde sevinç getiren zarftır’’ derken Cahit Zarifoğlu, ne de güzel özetlemiş mutlu hüznü… Ayrıca olgunlaşma temayülünü hüznün tam ortasından geçmeyenler tamamlayamazlar.
Büyük güzellikler barındırır içerisinde hüzün.. Acı tatlı kıvamında üretilmiş çikolataların bile var olduğunu biliyoruz artık. Bizim kültürümüzün aksine Asyalılar'da hüzünlü müziklerin huzur etkisi yarattığını duymuştum. Kendi etrafımda sadece bir kişide şahit oldum. Ultra zeka seviyesine sahip olduğunu bildiğim bir tanıdığımın, sürekli olarak dinlediği böylesi müziklerden zevkle huzur bulduğunu…
Hüznü, şiirleriyle sevdiren NURULLAH GENÇ ağabeyimizi anmadan derinleştiremeyiz kanaatindeyim.
HÜZÜN
‘’Yıllardır yitirdiğim güneşi arıyorum
Hüznümü kollarımla sımsıkı sarıyorum
Sanki dev bir kasırga emiyor yüreğimi
Yoksa bu derin acı ruhumun gömleğimi
Bu hayal, bu pelerin giyen esrarlı kadın
Uçan kelebeği mi, dudağımda feryadın
Kah görünüp kaybolan, kah konan pencereme
Kah demir yumruk gibi sıkışan hançerime’’
Hüznümüzü boyayalım maviye, yeşile, pembeye, turuncuya… Ve sevelim hüznümüzü, dolayısıyla kendimizi. Çünkü herşey sevmekle başlar.
Sağlıcakla kalın.