“Görüp geçirdiklerinin öyküsünü bir taşa kazıdı / sur çektirdi çevresine Büyük Alanlı Uruk’un” Gılgamış Destanı’nda geçen dizeler bugünkü yaşadığımız sosyal medya süreci ile yeniden zihnimde canlandı. Çünkü varlığımız için bir meydana ve görünürlüğe ihtiyacımız var. Mimarlık Sözlüğü’ndemeydan“insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içindeinsanların eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk” olarak tanımlanır. Bu tanıma göreher dengeli toplumun, üyelerine toplanma ya da buluşma merkezleri sağlama gereğini duyduğunu anlıyoruz. Dinsel törenlerin yerine getirilmesi, pazarların kurulması, siyasal ve hukuksal toplantılar ve benzeri durumlar için şehirde belli yerler ayrılmasını gereklidir.Burada tanımlanan meydan aslında bireyselliğimize ve sosyalliğimize yer açmak anlamını taşıyor. 
    Orada bulunmak ve görünür olma arzusu için birçok yollar oluşuyor bu yolları yürürken de tanık arama ihtiyacı insanlığın temel itici gücüdür.
Artık o meydanlar sosyal medya olarak yansımaktadır. Nasıl mı biri alkışlanırken meydana çıkarılır ve birçok kişi buna tanıklık ederdi. Bunun tam dersi bir ceza verileceğinde de meydana çıkarılır ve herkes taşı kendince atardı.  Bir fark var burada  bireyselleştik ve kendi vitrinimizi ve seyirci kitlemizi kendi bireyselliğimiz ölçüsünde nispeten özgürce belirler olduk. Aslında bu durumda bireysel sorumluluk almak için hem alan açtı hem de bundan kaçış rampası oluştu.
Burada  kendimize şunları soralım: Bu görünür olma arzusu nasıl bir şey? Bu ilgiye ihtiyacım nasıl bir şey? Yaşamıma tanık olunması benim varlığıma etkisi nasıl yansıyor? Mutlu olmanın yanında mutluluğum ya da üzüntü halinde iken üzüntümün görünmesi neyi karşılıyor? Taraftar toplama, alkış alma, haklı olma çabasını niye veriyorum? İmrenilmek hangi ihtiyacımı karşılıyor? Meydanda olmanın yanlışı ya da doğrusunu tartışmıyoruz. Amacımız bu meydan benim için ne anlama geliyor bunu keşfetmek…  Eski meydanları romantize etmeyelim çünkü her zaman, linç, saldırı, teşhir orada da vardı. Çözüm olarak bunlar yaşanmasın diyerek meydanları kaldırmak, bireyin bağ kurma yolunu da yok edeceğinden oradaki agresyonun yıkıcılığı ile baş etmek de zorlayıcı olacaktır.
GoberMate“Bağ kurma çok önemlli bir ihtiyaçtır. Bizim bağ kurmaya, ait olmaya, sevilmeye ve sevmeye ihtiyacımız var” der… O zaman meydanlarımızı tüm kusurlarıyla yargısız ve infazsız kullanıma açabilmek umuduyla…