Koronavirüs, insanlığı yakın tarihimizde görülmemiş bir durumun itti. Dünya genelinde ucunun nereye varacağı ne zaman duracağını kestirmekte oldukça güç. Önlemler her geçen gün sıkılaştırılıyor. Evlere kapandı ve kapanmaya devam ediyor koca evren! Marttan süzülüp tabiatı bahara adımladığımız şu günlerde, hayalleri umutları elimize alıp kırlarda dolaşmak varken kırıp dizi durmak zor gelecek gardaşım. Napalım! Bizlerde evlere kitap stokluyoruz... Sokaklara açılamasa da hayallerimiz, kitaplarda kıtalar dolaşsın diye zihnimiz. Sokaklarımızı ve dünyamızı istila eden bu virüsün zihinlerimizi umutlarımızı köreltmesine fırsat vermemek için…

Bu süreci uzun bir maraton koşusu öncesi dinlenme, enerji toplama, ruhen ve bedenen arınma süreci olarak görmek için…

Sabredelim…

Önümüzdeki 2 ay daha da sancılı sürece gireceğimiz aşikâr. İşletmelerimiz ve Alanya turizmi için oldukça sancılı 2 ay bizi bekliyor. Devletin açıkladığı bir dizi ekonomik tedbirler yetersiz olsa da bütçenin elverdiği ölçüde bir şeylerin yapılmaya çalıştığını gösteriyor. Yalnız bu çabanın adil olduğunu söylemek biraz zor. Zira zirvedeki sermaye sahiplerini daha çok kolluyor gibi geldi bana. Lafımız yok! Kollasınlar! Ülke ekonomisini lokomotifi konumundalar en çok istihdam onların şirketlerinde lakin küçük ve orta ölçekli işletmelerde bu paydan biraz daha dağıtım yapılabilirdi. İşçiler özelinde çok bir karşılık göremedik yine bu pakette. Maaşların bir kısmının devletçe ödenmesi sgklarının bu zamanda alınmaması ve işçilere ücret olarak ödenmesi gibi bir takım doğrudan nihai tüketici olan bireylerin cebine yapılacak katlılar ekonomi çarkının dönmesine daha fazla katkı yapardı diye düşünüyorum. Elimizde bir sıkımlık mermimiz varken onu da üst kademeye aktarırsak onlarda borsada düşen hisseleri alıp üç ay üstüne yatarlarsa çokta bir faydası olmaz. Mümkün mertebe bu paket tabana yayılmalı ki harcama gücü olsun. Kaybedilenler bir miktar yerine konsun ki ekonomi durmasın.

Her şeye rağmen devlet millet El ele bu ayları güçlü, kararlı, azimli, ekibini dağıtmadan sabırla bekleyenleri devamında büyük mükâfatlar bekliyor. Unutulmamalıdır ki her kriz bir fırsat doğurur.

Neden mi söyleyeyim.

Avrupa ve diğer tatil destinasyonları bu süreçten bizden daha fazla etkilenecek. Virüsün görülme ve yayılma hızı bizden kat ve kat fazla olacağından hem güvenli hem ekonomik bir pazar olan Türkiye kriz sonunda yıldızı parlayacak ülkeler arasında olmaya aday. Birçok ticari kartlar yeniden karılacak. Ekonominin aktörleri değişecek. Tüketicinin davranışları değişecek. Gerek konumu gerek insan gücü gerek elindeki imkanlar olarak Türkiye olarak bizde kriz sonrası bu pastadan gerekli payı alacağız. İnsanlar başta turizm olmak üzere birçok noktada tıpkı eskisi gibi Türkiye’miz ve Alanya’mız tercih edecek.

Ey dünya! Biz zorluğa alışkın bir milletiz. Oyna elindeki bütün kozları. Özgürlüğümüzün ucuna dokundun. Görüyoruz! Ekonomimizi sarsacaksın. Farkındayız! Lakin Gülümsemeleri umutlarımızı, hayallerimizi alamazsın bilesin….

Son söz! İşlediği günahların bedelini sokakları dezenfekte ederek mi ödüyor dünya?