Geçen hafta dört gün ara ile iki yangın söndürdük Köprülü mahallesinde. Şaka değil dört gün ara ile. İkisi de 150 metre arayla olan elektrik trafolarından kaynaklı idi. Büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Halkın duyarlı davranışı sayesinde ormana sıçramadan söndürülmüş oldu. Ya duyarlı vatandaşlar o an orada olmasaydı neler olurdu hayal edebiliyor musunuz.
Bu kadar sorumsuzluk bu kadar boş vermişlik olmaz. Daha tarihimizin en büyük yangının izleri hafızalardaki yerini korurken elimizde kalan bir avuç ormanımıza böyle bir boş vermişliğe heba mı edeceğiz?
1980’ler de 10 yerleşik ev varken konulan trafolar artan evler nispetinde kapasitesinin çok üstünde çalışması sonucu ısınıyor patlıyor. Değişim adı altında büyük illerdeki mahallelerde kapasitesi taşımayan miadını doldurmuş eskimiş trafoları getirip değiştirmek değiştirmek mi oluyor ?
Veyahut elektrik şirketlerinin koyacağı trafoları kaç yılda amorti edeceğini hesaplayıp kırsal kesimlere yatırım yapmaktan vazgeçmesi yani kısaca ceplerini düşünmesi oluşacak bir yangında devletin harcayacağı para emek ve bozulacak ekolojik denge bu fayda zarar hesabından çok mu daha önemsiz?
Orman yangınlarında insan faktörü en büyük etken elbet lakin ticari gözle bakılan bu enerji nakil hatları trafolarda bir o kadar etken. Bizzat yaşadık şahit olduk.
Eyvah ele gelmez der atalarımız. Yol yakından büyük bir facia daha yaşanmadan bu işlere bir çeki düzen verilsin. Trafolar ve enerji nakil hatları gözden geçirilsin. Trafo konulan alanlar daha müsait yerlere taşınsın. Taşınamıyor ve konulması zaruri alanlar en 150 metre çapında kamulaştırılarak bitki örtüsünden arındırılsın. Yanmaya dayanıklı malzemeler ile ek önlemler alınsın.
Emin olunuz ki bu önlemleri almak olası bir yangında devletin kasasından çıkacak paradan daha fazla değildir.
Orman yangınlarına sebep olun kişiler kadar varsa kurumlarda araştırılsın ve cezalar daha caydırıcı hale getirilsin.
Bizler Yörük çocuğuyuz. Bir ağaç gölgesinde serinlemek haftanın stresini atmak çok önemlidir bizde. Haftasonu olsun bir yaylaya kaçalım nefes alalım deriz. Ağaç orman doğa bizim için ekmek gibi su gibi ihtiyaçtır. Ormansız yapamaz ve yaşayamayız. Ormanlarımızında en büyük koruyucusu ve kollayıcısıyız. Yeşil vatanın isimsiz bekçileriyiz.
Velhasıl bu işin takipçisiyiz.