Yazın gelişi daima umudu çağrıştırır. Sıcak günlerin huzuru ile kanatlananlar az değil hani. Alanya ise her daim yaz ve baharı yaşar, yaşatır. Akdeniz'in incisi her zaman misafirlerine güleryüzle "hoş geldin " demeye hazır.

Geçtiğimiz sene turizm sektörü en zor günlerini yaşarken bu seneden için hayli umutluydu. Gelirinin büyük kısmı turizme bağlı olan şehrimiz ikinci sezona da umduğu gibi başlayamadı yine. Biraz politik kararlarla , covid bahanesiyle Rus pazarı şimdilik ertelenmiş görünüyor.

Turizmden sonra Alanya'nın diğer önemli gelir kaynağı tarımdır. Ama zamanla tarım da tarihe karışacak diye korkmuyor değiliz. Alanya hızla beton şehir olma yolunda ilerlerken doğal güzelliğine de ne çok zarar değmiş oldu. Doğa küsmek üzere, küresel ısınmayla Şubat ayında yazı yaşadık. Yağmursuz, kuru bir kış geçirdik. Alanya'da dereler kurudu, yanlış sulama ile daha büyük felaketler kapıda olmaz umarım.

Kiraz Mevsimi başladı ama kiraz olmadan. Kilosu 70 liraya kadar yükselen bu meyve belli ki bu sene çoğu eve misafir olamayacak. Sebebi nedir bilmiyorum ama bu kadar pahalılık da insaftan mı sizce?

Nedense aklıma salgının ilk günlerinde anide yükselen kolonya fiyatları geldi. Evet, bizler müslümanız. Fırsatı açgözlülükle değerlendiren insanlarla çevriliyiz. Üst üste gelen felaketleri ise hiç düşünmeyiz...

Bu Kiraz Mevsimi değil belki de ama umarım önümüzdeki zamanlarda, yıllarda dersimizi almış olarak aydınlık günlere şahit oluruz. Alanya, ülkemiz ve tüm insanlık adına eski günleri arar olmayız bir daha...