•Nereden bilebilirdim ki! Ah keşke keşkekeşke! Şimdi verseler elime on yıl öncesini, böyle mi olurdu? Bugün ki aklım olsa her şeye sil baştan başlardım. Kafaya mı takardım? Umurumda bile olmazdı. Herkes işine gücüne baksın. Kimseyi sokmazdım böylesine hayatıma, karıştırmazdımyaşantılarıma. Bir de beklemezdim hiçbir şey için. Anında yapardım aklımdakileri. Ah keşke keşke..
•Acaba ev mi alsak? Yok yok bence araba almalıyız şimdi. Çocuklar da var. Kenara köşeye bir şeyler de atmalı, hastalık var sağlık var, ne olacağı hiç belli olmaz. Acaba iş yerindeki pozisyonum ne olur? Daha fazlasını hak ediyorum çıtlatsam mı biraz? Kar suyu kaçar akıllarının bir kenarında olurum. Hangi okula yazdıracağız bu çocukları? Off valla hep sorun, hep mücadele. Yaz da yaklaşıyor tatil planı yapmak lazım. Nereye gitsek acaba? Bitmesi gereken bir sürü iş var ama neyse boşver nasıl olsa yarın yaparım..
Keşke ve Acaba arasında sıkışmış hayatlar hepinize merhaba. Nasıl severiz geçmişle hesaplaşmayı geleceği ise planlamayı. Ya kurarız kafamızda olan biteni ya da olması gerekenlerle ilgili dayatırız istediklerimizi. Yalnız bu telaşenin içinde kaybolan öyle bir cevher var ki hatırlatmadan rahat yok bana. Şimdi! Evet“Şimdi” gidiyor elimizden hem de bilmeden farketmeden sinsice.
Mezarlıkların başında hep pişmanlık cümleleri kurarız. “Ah şimdi olsaydın neler yapmazdık” gibi. Yine hasta olduğumuz zaman önemini yitirir tüm detaylar. Ya da üç beş gün sonrasındaki planlar için uykularımızdan oluruz da gün gelip çattığında “aman bunun için mi yapmışım” deriz. 
Oysa “şimdi” dedikleri hem geçmiş hem gelecekti bize. Yaptıklarımız sonucu geçmişi, yapmayı planladıklarımız da geleceği temsil ediyordu. Böylesi önemli mihenk taşını hep sonraya erteliyorduk. Bu yüzden mucize etkiye sahip bir kavramla karşınızdayım. 
“Hemen Şimdi Burada” 
Hemen Şimdi Burada ile anımızı anlamlı kılarız. Kainattaki canlıların ömrü sadece bir an. Bu yüzden bir varmış bir yokmuş ile başlar tüm masallar. Tam da bu yüzden kıymet vermeliyiz yaşadığımız zaman dilimine. Bize ve çevremize katkı sağlayacak her şeyde harekete geçmekten geri durmamalıyız. İlla ki öteleme halimiz olacaksa bunu öfkelerimize, umutsuzluklarımıza kısaca olumsuz olan tüm duygu düşünce ve davranışlarımıza yapabiliriz.
Hadi bir hikaye ile devam edelim o zaman;
Çocuk büyük bir heyecanla okuldan eve gelir. O gün öğretmeni bildiği bir sorudan dolayı bütün sınıfa kendisini alkışlatmıştır. Aklındaki tek düşünce bunu hemen gidip anne babasına anlatmak olan ufaklığımızın içi içine sığmıyordu. İlk durak annesi olur;
-Anneeee biliyor musun bugün neler oldu?
-Görmüyor musun bulaşık yıkıyorum daha sonra anlatırsın, içeride babanın yanına git!
Burukluğunu bir kenara bırakarak içeri doğru yürüyen çocuk yine bir hevesle babasına yönelir;
-Babaaaa biliyor musun bugün neler oldu?
-Dur şimdi sırası değil haberleri izliyorum. Birazdan anlatırsın.
İstek kalmamıştır, heyecan kalmamıştır, mutluluk kalmamıştır çocukta. Başı önde odasına çekilmiştir. 
Bu saatten sonra sorulan “sen bir şey anlatacaktın, neler oldu okulda?” sorusunun hiçbir kıymeti yoktur. Sonrası yoktur çünkü bazı anların. Kıymetini bilmek hemen şimdi burada yaşamak gerekir. Haberler her saat başı izlenebilir, bulaşık yarım saat sonra yıkansa ev içindeki dengeyi bozmaz. Oysa bir dakikanızı ayırarak paylaşacağınız anların size ve yakınlarınıza kattığı kıymet paha biçilemez. E hadi o zaman “hemen şimdi burada”