Gönülden kopmayan bir söz öylesine bir kelimedir. Kalpten gelmeyen davranışlar gibi...
Ezbere yaşayan, ezbere düşünen bir kimseyle tartışılmaz. Onun duvarları çok yüksektir. Söz geçirmez, ses geçirmez. Yine de...
Deprem sonrası üç haftayı geride bıraktık. Ama yaşanan faciayı öyle geride bırakamayız. Bırakmamalıyız!
Yüksek pencereden ses gür çıksa da, nihayet yankılanarak duyulur. Belki arada anlamlar kaybolur. Bizler şimdilerde siyaset kavgasına tutuşmuş ve yaşananlardan bir ders çıkarmamış gibiyiz. Üzülüyorum hem de iki kat.
Normale dönmek için çırpınan ve bunu normalleştirmeye çalışan insanımıza hatırlatmak istediğim bir şey var; bizlerde yas en az 40 gün sürer...
Tarifi olmayan acının ortasında kalmış insanımıza en azından böyle destek olabilirdik. Elbette normale dönülecek ama şimdi değil. Evi, yuvası yıkılmış insanın, virane olmuş 10 şehrin hatrına biraz EMPATİ!!!
Giden canlar, kayıplar ve kurtarılan onca yaralı insan... Bir filmden kesit değil. Bir filmin fragmanı değil. Bu bir felakettir.
Birbirimizi dinlemeyi unuttuk, birbirimizin acısını hissedelim bari. Henüz erken; düğün için, şarkı için çok erken...