Son iki gündür katledilerek dengesi bozulan doğanın vermiş olduğu tepkiler neticesinde oluşan afetlerle içimiz iyice karardı.
Bir tarafta kuraklık diğer tarafta aşırı yağış fırtına ve hortumlar…
Bunların birçoğunun nedeninde biz insanların hırsı ve aç gözlülüğü yatmakta. Kesilerek veya yakılarak yok edilen ormanlar, uygun olmayan yerlerde açılan madenler, doğaya bırakılan fabrika ve kentsel ayrıştırılmamış atıklar vs… saymakla bitiremeyeceğimiz birçok unsur doğanın dengesinin bozulmasına neden oldu.
İşte bu nedenlerle yaşanan olaylar sıklaşarak çoğalmaya başladı.
Bu olaylara örnek göstermek gerekilirse çok uzaklara gitmeye gerek yok. Daha birkaç gün zarfında oluşan Antalya’da aşırı yağışlar neticesinde oluşan can ve mal kayıplı sel ve su baskınları, Çanakkale’de mısır ve buğday ekili tarım alanlarındaki sel ve su baskınları, en üzücüsü ise Erzincan altın madeninde oluşan toprak kayması sonucu kayıpların yaşanması ile beraber siyanür tehlikesinin olup toprak ve suya karışma riskinin bulunmasıdır.. İşe o zaman doğanın ve biz insanların göreceği kalıcı zararı hesaplamayı düşünmek bile zor olacaktır.
Doğaya verdiğimiz her zarar mutlaka bir gün bize doğal afet olarak geri dönecektir. Onun için doğa bizden daha fazla intikamını almadan doğayla barışmasını bilelim...
Gelelim asıl konumuza;
Önümüzde 31 mart yerel seçimleri var. Yerelde bizleri yönetecek ilçe belediye başkanları ve büyükşehir belediye başkanlarını seçeceğiz. Burada yeni seçilecek icraat ve yaptırım yetkisi olan ilçe ve büyükşehir belediyeleri plan ve projeleri yaparken doğayla barışık bilimselliği kabul gören işler yapmalıdır. Mutlaka belediye başkan adayları bu afetleri de gözeterek ekibinde konunun uzmanlarına da özellikle yer vermelidir. Üniversitelerimizi mutlaka çalışmalarına dahil etmelidirler…
Yer kazanmak için doldurulan deniz ve gölün, ıslah etmek ve baskınları önlemek için daraltılan dere ve akarsu yataklarının, park ve rekreasyon alanları yapmak için kesilen ağaçlarla ve betonlarla kaplanan toprak örtüsünün mutlaka eski haline tekrardan kavuşmak için bir gün afet olarak karşımıza çıkacağını bilerek çalışmalar ona göre bilimin ışığında doğanın kabulünde yapılmalıdır.
Bu günlükte bu kadar diyerek yazımıza noktayı koyalım.
Kalın sağlıcakla….