Kâinatın yaratılışının sırrını arayan insanoğlu Allah’a inanmanın yanında pek çok teori de geliştirmiştir. Zira inanma duygusu fıtrata uygun olandır ve ateist olduğunu söyleyen insanların da bir inanç sistemi kurgusu vardır.
Her insan bir âlemdir ve her düşünce başkasının özgürlüğüne müdahale etmediği sürece saygıya değerdir. Düşüncelerin topluma mal edilmesi fikri temelde iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Hayatı anlamlandırmanın kendince formülünü bulmuş insanlar toplumdaki diğer insanlara da bunu yaygınlaştırmak isteyebilir. Bu amaçla fikirlerini anlatabilir veya temsil noktasında örnek olabilir. Bu çabanın toplum düzenine katkısı olabilir.
Din, toplum nizamı için asırlar boyu gündemde olan ve üzerinde tartışmalar süregelen bir değerler sistemidir. Semavi dinlerin hükümleri de zamanın ihtiyaçlarına göre revize edilebilir. İçtihat denilen bu kavramın kötü niyetli otoritenin eline geçmesi ise en korkulan durumdur. Zira din toplumlar üzerinde en etkili ikna malzemesi de olabilir.
Tam da bu noktada Marx’ın belki de yanlış anlaşılan sözü akla gelir. “Din toplumlar için bir afyon olabilir” diye anlamamız gereken sözü “Din afyondur” şeklinde tartışılmıştır.
Marx’ın burada ne demek istediğini doğru anlayabilmek için; bu ifadelerin paradoksal yönünü ilgilendiren kavramlara değil de, onların işaret ettiği metaforlara bakmak gerekiyor. Marx “Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi” adlı kitabında dine dair tam beş tane metafordan bahsediyor; kalp, ruh, protesto, çığlık ve afyon. Buna göre din, ruhsuz koşullara, ruh ve canlılık getirir; vicdansız dünyanın, vicdanı olur. Yani aslında Marx burada, dinin manevi boyutunu anlatıyor; insanın psikolojik, sosyolojik ve ontolojik dünyasına getirmiş olduğu anlamdan bahsediyor. Ardından “bir protestodur ve çığlıktır” diyerek dinin yeryüzündeki işlev ve misyonuna işaret ediyor. Çünkü özü itibariyle din, yeryüzünde var olan durumlara bir protestodur, zulme isyandır; yanlışa, haksızlığa karşı çıkmaktır; var olan kötü gidişatı, ahlaksızlığı protesto etmektir. Din aynı zamanda yoksulların, ezilmişlerin, kimsesizlerin, çaresizlerin feryadı ve çığlığıdır. Ancak ruh olan, kalp olan, yeryüzündeki işlevi çığlık ve protesto olan din; egemenlerin, zenginlerin, dar kitlelerin eline geçerse işte o zaman halkın afyonu olur...
"İçsen bu sudan, dostum; susamazsın...bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!"...

Faydalanılan kaynak: www.acepfikir.com