Alanya’nın en eski ve şirin köylerinden birisi, rivayete göre Selçuklulardan kalma olduğu telaffuz edilen ve doğasıyla, yaban hayatıyla, bozulmamış yapısıyla , ilginç çoğrafik oluşumlarıyla kadim bir köydür Dim Alacami.
Alanya merkeze 42 km mesafede olmasına rağmen birçok kişi tarafından Dim Alacami köyünün nerede olduğunu bilinmez. Köyün adını sadece ismini verdiği Dim çayından dolayı duyarlar. Dim Alacami köyü Dim vadisinde yer alan 12 köyden konum olarak en sonda olandır. Buradan Dim çayına hayat veren Dim çayı su kaynakları doğarak Dim Vadisi boyunca yaban hayatına ve doğaya hayat vererek Tosmur ve Kestel mahallelerine sınır teşkil ederek Alantur plajından denize kavuşur. Dimçayının hem Alanya turizmine olan katkısı, hem de yıllardır sulama kanalları vasıtasıyla Alanya tarımına olan katkısı ile ekonomize yaptığı katkının değeri tartışılamaz. Dim Alacami köy olarak az tanınsa da Dimçay’ının ünü ve tanınırlığı ülke sınırlarını aşmıştır.
Daha işin başında ve az da olsa, Köyde özel bir girişimci aracılığıyla kamp ve konaklama olanakları sağlanması neticesinde yavaş yavaş tanıtılmakta ve turizme kazandırılmakta. Organik sakin ve sessiz bir yapıya sahip köyde doğal şelaleler ve el değmemiş doğa harikası kanyonlar bulunmakta. Yerleşimin yıllara göre 250-300 arasında değiştiği köyde halk genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşmakta. Köyün genç nüfusu ise yeterince iş ve çalışma sahasının olmamasından dolayı Alanya merkeze göç etmekte.
Köyün eski su değirmeni, Kanyonu, şelalesi, eski evleri, yürüyüş yolları ile patikalar ve kamp alanları değerlendirilerek hizmete açılmayı beklemekte
Gelelim asıl konumuza;
Son günlerde adı ikinci bir Hes yapımı ile gündeme gelen Dim Alacami mahallesi bu konuda çok muzdarip durumda. Daha önce bir HES yapılmıştı. Bu yapılan Hes öyle bir oldu bitti içinde yapıldı ki; köylü ne olduğunu anlayamadan kısa sürede inşa edilmişti. Buraya nasıl bir Çed raporu alındı ? Yaban hayatı koruma alanı içinde kalan bir bölge için hangi tedbirler alındı belli değildi. Sonucunda çayın suyu elektrik santrali için komple tünele alınarak dere yatağı susuz bırakıldı. Hem yaban hayatı hem de bu çaya has kırmızı benekli alabalık ve diğer canlılar telef oldu. Daha aşağılara yapılan Dim Barajı ise incelenmesi gereken ayrı bir konu.
Bu kadar kısa bir mesafede zaten mevcutta Bucak HES ve DİMÇAY Barajı ve Hidroelektrik santrali, varken üçüncüsüne gerek var mı ? Doğanında kendine has bir oluşumu, bir canı yok mu ?
Lütfen bu kez doğanın canının kıyılmasına müsaade etmeyelim. Binlerce yılda oluşan bu hazine değerindeki doğamız için başta 12 Dim Mahallesi muhtarları, Alanya Belediyesi, Alanya’nın tüm siyasetçileri, akademisyenleri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ve Tüm halk olarak birlik olalım.
Vakit doğayı koruma vakti. Siyasi çıkar ve egoları bir kenara koyarak, Alanyamız için; HES yapılmasına değil, bu doğa harikasında yapılmaması için karşı çıkalım.
Birlik ve beraberlik içinde geçecek günler dileklerimizle hoşça kalın….