Pandemi sürecinin ilk başladığı günlerde sürecin uzamasının yada bir an önce normal hayatın akışına dönmenin elimizde ve bunun nelere bağlı ilgili tüm taraflar sıklıkla dile getirdi. Ancak geldiğimiz nokta belkide insanoğlunun yasaklara ve kısıtlamalara gösterdiği direncin etkisi ile olsa gerek pek olumlu gözükmüyor.

Yıllarca seyahat hareketlerinin yavaşladığı zamanlarda ve misafirin gelmediği zaman gelmeyişinin ardındaki sebeplerle ilgili teoriler geliştirirken sayı biraz arttığında misafirin profili ile ilgili memuniyetsizliğimizi dile getirdik..

Kendi eksiklerimizi çok az dillendirdik yada yapılması gerekenlerle ilgili eksik kaldık..

Konu farklı olsada şu anda yaşanan benzer aslında…

Sürecin başlarında herşeye rağmen misafirin tekrar ülkemize gelmesi ile ilgili çok yazılıp çizildi.. Yapılması gerekenlerle ilgili öneriler gerek kamunun gerekse yerel yönetimin dikkatine sunuldu..

Özellikle turizm bölgelerinde sınırlıda olsa oluşacak hareketin faydasını ön plana çıkaran sektörün tüm unsurları seferber oldu.

Antalya Muğla gibi turizm merkezlerinin olabildiğince izole edilmesi ve en azından meydana gelen ekonomik kaybın bir nebzede olsa giderilmesi için onlarca önlemi içeren manifestolar yayınlandı.. Sertifika sistemi devreye girdi.. Test talep eden ülkelerin bu isteğinin karşılanması için büyük çabalar sonucu kısa bir süre içinde çözüm üretildi..

Sektör kısaca şu mesajı verdi..

Gelen her misafir için güvenli alanlar yaratıyoruz. Gelenlerin kendilerini güvende hissetmesi için bütün imkanlar seferber ediyoruz..

Bütün bunların sonucu Ağustos ayının ilk yarısında gelen misafir sayısı 325.000 .. Gerek tarifeli gerekse tarifesiz uçuşlar ile gelenlerin 106.000 ‘i Rus onu sırasıyla Ukrayna 74.000 Almanya 48.000 ve İngiltere 38.000 ile takip ediyor. Toplam 31 ülkeden misafir kabul ediyoruz. Önümüzdeki günlerde misafir gönderen ülke sayısının çeşitlenmesi ve misafir sayısının artacağı öngörülüyor..

Gerek havayollarında gerek havalimanı konaklama tesisi arasındaki ulaşımda, gerekse konaklama tesislerinde alınan bütün bu önlemlere belkide en çok destek vermesi gereken bizler normal yaşantımızda destek verdik mi ?

Son günlerde vakaların seyri ve gelecekle ilgili endişelerimize bakarsak

Hayır !

Aslında gelen her misafirin, inen her uçağın getirdiği katma değer düşünülürse böylesi bir sıkıntıda her biri değerli….

Israrla ve inatla tavsiye ve önerileri hiçe saymanın zararı yine bu hareketlenmeden fayda sağlamaya çalışan bizlere dokunmuyor mu ??

Sorunu teşhis etmek kadar onunla ilgili ne yapıldığı da önemlidir.

Buraya kadar dememek için,

Kalan kısıtlı zamanda maximum faydayı sağlamak için,

Sağlığımız için,

Ekonomik kayıplarımızı bir nebzede karşılamak için,

Sadece günü kurtarmak için değil önümüzdeki günler, aylar belkide yıllar için,

Daha sonra keşkelerimizin olmaması için,

Kapılar tekrar kapandığında suçlu aramamak için,

Sorumluluğumuzun farkında olalım….

Günün gerektirdiği tavsiye ve önerilere uyalım…