Sahi; bir Çinlinin yarasa yemesiyle mi başladı bunca şey? Yoksa dünyanın küresel bir köy olduğu unutan odakların ekonomik savaşlarına mı kurban gittik? Sorguluyor insan zaten insan olmanın gayeside bu değil mi düşünmek ve sorgulamak.
Ne oldu da yapay zeka yeni gezegenler derken teknoloji ve bilimin pik yaptığı bu çağda nerde hata yaptık da tahareti, el yıkamayı konuşur olduk.
Fikirlerin arşı aşıp hayallerin kıtalar dolaştığı milenyumda hangi ara kolonyanın içeriğini tartışır olduk?
Gerçekten bir salgınla mı karşı karşıyayız yoksa Çin’in ekonomik ilerlemesini engellemek isteyenlerin evdeki hesabının çarşıyı tutmadığı kendi ayaklarına sıktıkları bir zamana mı gebe Dünya?
Daha virüsün adının yeni konulduğu yolun çok başında olduğumuz bu süreçte aşı yarışına giren Almanya’daki bir kuruma milyon dolar bedel teklif edip bu pazarı Amerika’ya taşımak isteyenlerde kim?
Salgın mı kumpas mı zihinlerde henüz cevaplanamasa da bu soru, geldiğimiz noktada bir gerçek var ki ülke olarak bizde bu facianın tam içindeyiz. Öyle ya da böyle sınırlarımızdan içeri girdi ve topyekûn bir seferberlik halindeyiz. Fail nedir kimdir bilinmez fakat olay gerçek. Ne nemelazım diyecek kadar hafif nede dört bin yıllık dünyanın sezon finalline geldik diyecek kadar ağır.
Sağlık bakanlığımızı takdir ediyorum. İlk günden beri durumu çok güzel yönettiler ve yönetmeye devam ediyorlar. Canla başla müsebbimi biz olmadığımız ama etkileri maalesef bizi de saran bu durumdan en az hasarla atlatmamız için çalışıyorlar. Alınan tedbirler ebetteki özgürlükler anlamında fedakarlık yapmamız gerektiren bir sürece gebe. Bu sureci ancak el birliği ile aşabiliriz. Karalama kampanyalarına insanımızı umutsuzluğa sevk eden asılsız haberlere itibar etmeden yetkili kurumlarımıza güvenerek üzerimize düşeni milletçe yapmalıyız. Hülasa tedbir bizden takdir Allah’tandır. Her inişin bir çıkışı her yokuşun bir düzü vardır. Su akıp yolunu bulduğundan tarih insanoğlu için salgınsa elbirliği ile verilen mücadeleyi kumpassa yapanın yanına kar kalmadığını yazacak, bu durudan edinilen tecrübe öyle veya böyle gelecek nesillere ışık olacaktır.
Bir önemli nokta da ülkemizde alınan tedbirlerin sert olması sakın sizi karamsarlığa düşürmesin bilakis bunca sertlik olayın vehametinden değil, vahim olmasını engellemek adına olduğunu da unutmayalım.
Karamsarlığa gerek yok biz bize yeteriz ve biz birlikte güzeliz. El ele verince her güçlüğü yeneriz.Yaşanan sürecin farklı bakış açılarıyla genişçe bir fotoğrafını çektik. Bir sonraki yazıda sosyolojik ve de Alanya’mız özelinde ekonomik yönlerini ve tedbirlerini konuşmak ümidiyle
Hürmet ve muhabbetle…