Tıp fakültesinde okuduğum yıllarda, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları stajında, Beslenme ve Metabolizma Bölümünün Başkanı olan çok değerli hocam; Prof. Dr. Mübeccel Demirkol bizlere gezen küçükbaş hayvanların etinin daha sağlıklı olduğundan bahsetmişti. O dönemde Dünyada yaygın konuşulsa da ülkemizde doğal ve sağlıklı beslenme ile ilgili kavramlar çok yeniydi ve bizim için şaşırtıcıydı. Yıllar geçip de önemini daha iyi anladığımız birçok beslenme öğüdünü veren değerli Mübeccel hocamız aslında güncel araştırmaları takip eden ve çok özgün araştırmaları bizzat yürüten bir bilim insanıdır. Eşi Prof. Dr. Kenan Demirkol da ayrı bir yazı konusu olacak önemde değerli bir bilim insanı ve bize emek veren bir hocamızdır.
Geçen 20 yıllık süreçte ülkemiz ve Dünyamız çok hızlı bir şekilde gelişti. Geldiğimiz noktada teknoloji hayatımıza yön vermektedir. Fakat bu durumun bazı yan etkilerini de tüm Dünya ile birlikte görmekteyiz. Daha hareketsiz bir yaşam sürüyoruz. Tükettiğimiz gıdalar daha sağlıksız ve daha çok işlenmiş. Ülkemizde kısıtlanmış olsa da dünya genelinde genetiği değiştirilmiş gıdalar daha yaygın tüketiliyor. Gıdalara birçok kimyasal madde, gıda katkı maddesi olarak katılıp işleniyor. Organik üretim çok azaldı. Aksine seralar ve benzeri yollarla mevsimi dışında, yapay şartlarla oluşturulan gıda üretimi çok artmaktadır.
Bütün bunlara bağlı olarak; kalp-damar hastalıkları, diyabetes melllitus (şeker hastalığı), obezite (yağ dokusunun aşırı fazla olması) ve birçok kanser türünün sıklığında artış görülmektedir. Diğer büyük risk ise bu hastalıkların giderek daha genç hasta gruplarında ortaya çıkmaya başlamasıdır.
Büyük resme baktığımızda ise ekolojik denge giderek daha fazla bozulmaktadır. Birçok canlı türü yok olmakta ve doğal denge geri dönüşü zor bir şekilde bozulmaktadır.
Salgın hastalıklar tarih boyunca sürekli vardı. Bu hastalıklar tüm insanları ortadan kaldırmadı. Çünkü insanoğlunun bağışıklık sistemi hastalıklardan koruyucu bir sigortadır. Bağışıklık sistemini sağlıklı halde tutması gereken ve sürekli olarak destekleyen de insanın kendisidir. Doğal ve sağlıklı bir beslenme, hareketli bir yaşam ve egzersizler bağışıklık sisteminin en büyük destekçisidir. Tüm insanlık kendini ve gidişatını sorgulamalı, bilimsel gerçekleri göz önüne alarak, daha sağlıklı bir yaşam için, doğal beslenmeyi de içeren bir yaşam tarzını benimsemelidir. Bu konuda her ferde büyük sorumluluk düşmeli, doğal beslenme için ferdi hassasiyetler birleşerek kamuoyu duyarlılığına dönüşmeli ve üretici firmaları da yönlendirmelidir. Sağlıklı kalın. Saygılarımla.