Büyük oğlum yüksek öğrenimi için tavsiyem üzerine Turizm bölümüne başlayalı sadece altı ay oldu.. Şimdilerde yaşadığımız bu yeni durumun sektöre etkilerini görünce kafasında soru işaretleri ile zaman zaman sektörün geleceği hakkında konuşuyoruz..
Haklı endişeleri var…
1983 yılının nisan veya mayıs ayları gibi liseyi edebiyat bölümünde okurken çok değerli edebiyat öğretmenim bana turizm ile ilgili bir okulu tercih etmem yönündeki tavsiyelerini aldığımda sektörle ile ilgili hiçbir bilgim olmadığı halde bu doğrultuda seçimimi yaptım ve yine aynı aynı yılın eylül ayında sektöre adımımı atmış oldum.. Yüksek öğrenimim esnasında ve ardından çeşitli kollarında çalıştığım yıllar hesaba alındığında azımsanmayacak bir süredir sektörün içindeyim.
Bunca yıl içersinde seyahat hareketlerini direk veya dolaylı etkileyen ;
**Ülke içinde ve dışında yıkıcı etkileri olan doğa olayları ile karşılaştık.. Depremler, yanardağ patlamaları, seller….
**Ülke içinde yaşanılan terör olaylarının , askeri anlamda yapılan operasyonların, ülkemiz etrafında gelişen savaşların sektöre etkisini yaşadık…
**Ülkemiz içinde yaşanan sosyal, siyasi karışıklıkları yaşadık.. Gezi olayları, Alanya ve bölgede dükkanların yakılması, darbe girişimleri…
**Komşularımızla ciddi krizlere yol açan süreçlerden geçtik.. Yunanistan Kardak krizi, Rusya uçak krizi, siyasilerin karşılıklı sert açıklamaların yarattığı krizler…
**Ülke içinde insani kaygılarla yardımda bulunduğumuz mülteci krizini yaşadık..
**Ekonomik kırılmaların olduğu dönemlerin sektörü etkilediği yılları yaşadık… Ülkemize sayısal anlamda katkıları olan büyük tur operatörlerinin iflaslarını yaşadık…
Ve şu anda bütün bunların tamamından farklı ve etkisini tüm dünyada hissettiren bir durumla karşı karşıyayız..
Diğerlerini atlattığımız gibi bunuda atlatacağımızı anlatmaya çalıştım oğluma..
Öylede olacak.. Hem sektörel hemde dünya tarihi açısından not olarak düşülecek belki hakkında sayısız kitap yazılacak bir dönemden geçiyoruz.
Ama bitecek..
Şu anda yavaş çekim devam eden hayat tekrar canlanacak..
Nasıl ki sektör, tarihinde misafir talepleri, konaklama işletmelerinin yapıları, servis standartları zamana ve değişen şartlara göre yeniden yapılandı tekrar aynısı olacak.. Belki yeni kavramlarımız olacak, belki yeni bir anlayışla sektör tekrar şekillenecek.. İletişim ve teknoloji imkanları daha fazla kullanılacak..
Ama herşeye rağmen ana unsur yine “insan” olacak..
Buna göre hazırla kendini dedim oğluma.. Özellikle ulaşım imkanlarının sürekli geliştiği ve dünyanın giderek küçüldüğü bu zamanda insanın seyahat ve yeni yerler görme isteği her zaman var olacak..
Şöyle bir çevrene bak dedim.. Bu zenginliklerin her zaman bir alıcısı olacaktır. Senin onun nasıl sunduğun ve nasıl koruduğunla ilgili tüm mesele.. Neyimiz yokki ;
**Dört mevsimi yaşayabildiğin ve her mevsimin kendine göre çekici tarafları olan bir coğrafyamız,
**Yılın 300 gününe yakın güneşli günlerin olduğu bölgelerimiz,
**Sporundan kongresine, eğlencesinden tatiline her türlü talebe cevap verebildiğin konaklama hizmetlerimiz,
**Ulaşım imkanları açısından yeterli alt yapımız,
**İnsanlık tarihi boyunca kıtalar arası geçiş yeri olması sebebiyle her köşesi başka bir tarihi kesiti anlatan Anadolumuz,
**Ana faktörü “insan” olan sektöre büyük katkısı olan sıcak kanlılığını ve misafirperliğini her türlü hizmette görebilmemiz,
**Aktif, enerji dolu ve her türlü şarta çabuk adabte olan olabilen genç nüfusumuz
Bütün bu avantajlarımızı olumlu sonuçlara dönüştürmemiz yine bizim bu yaşanan olumsuz durumdan sonraki dönemde alacağımız tavra bağlıdır. 80’lerden bu yana sektörün değişen ve gelişen şartlara verdiği olumlu tepki bundan sonra yaşanacaklar içinde olumlu beklentilerimizi güçlendirmektedir.
Son olarak dedim ki,
“Evet insan doğası gereği yaşanılan herhangi bir sıkıntıda ilk etkilenen sektördür turizm.. ancak yaşanan bu tecrübeler bizi olgunlaştırıyor.. Hep dedikleri gibi A planından sonra alfabede 28 harfin daha olduğunu unutma, ihtiyaç önceliklerini iyi belirle ve gelişen şartlara ayak uydur. “
Seyahat talepleri arada bazı kesintiler olsada , bazen yaraları sarmak zaman alsada var olmaya devam edecektir.
Yeter ki biz var olanı koruyalım ve onun değerini bilelim, yaşananlardan dersimizi alarak çıkalım..