Asalak kelimesi, bir canlı üzerinde ona bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerindeki canlıya zarar veren mikroskobik boyuttaki canlılara verilen isimdir.
Asalak yaşamak ise gerçek anlamı ile başka canlı üzerinde yaşayan ve ona zararı dokunan canlıları ifade etmektedir. Mecaz olarak ise, başka insanların sırtından geçinen menfaatçi insanları anlatmak için kullanılmaktadır.
Asalağın beslenmesi, yaşadığı yer, sevdiği ortamlar gibi biyolojik konulara hiç girmeyeceğim. Merak edenlerin internet tarayıcılarına yazması yeterli…
İnsansı görüntülü, mecazi anlamdaki asalakları merak edenlere ise ben anlatayım. Dikkat çekmek için olmadık hareketler yaparlar, ciddiye alınmadıkça sağa sola sararlar. Bu tiplere güven olmaz. Mesela siz sırtınızda bir yük gibi görmez, dost-arkadaş zannedersiz, onlar daha kalın bir ense bulunca zıplayıverirler.
Mesela koğuş-kader arkadaşlarını anında satarlar. Birisi için sosyal medyadan önce ‘Sahtekar, müptezel, bırakın sağı solu, sadece sosyal medyada kandırdığı kadınları konuştursak, yeni nesil TV’ye bir ömürlük ‘Uçan kuşa’ adlı haber dizisi olur’ diye yazar, sonra aynı kişi ile masada kadeh tokuşturup, hesabı da ödetirler.
Asalak dedik ya. Normal tabi.
Mesela hastasını özel hastaneye götürürler, indirimin indirimi için araya adamlar koyarlar. Sonra özel hizmet almadım diye feryat ederler, işi bedavaya getiremedim diye olmadık rezillik çıkarırlar.
Asalaklıklarının sınır yoktur. Fırsat bulduklarında kamu kurumları sırtlarında dahi devam ederler. Bankamatik memuru olarak alan işgal ederler, tuzu kuru olarak sağa sola racon kestikten sonra yetim hakkından söz ederler.
Sokakta cep telefonu kamerası ile gazeteci ayağına kadın-kız kovalarlar .
Asalakların bir de tetikçi tipleri var. Mesela komşu illerde yağmacılık suçundan tutuklanır, sonra Alanya’ya gelip başka insanlara hak-hukuk dersi verirler.
Kendilerini ‘Rüşvetçi-şantajcı’ diye suçlayıp şehirden manşet haberi ile kovanlara konarlar. Asalaklık orada da sürer, adı bu defa kader arkadaşlığı olur, tıpkı koğuş arkadaşlığı gibi.
Anlama ve dinleme yoksunu bu asalaklar çabuk gaza gelirler. Sorup anlamak, empati kurmak yerine servis edilen ucube sözlerin arkasından koşmayı yeğlerler. Zaman zaman masum bir çocuk, ürkek bir kadın üzerinden rant sağlamayı düşünecek kadar insanlıktan çıkarlar.
Acı ama gerçek. Bu asalaklar aramızda, aynı havayı teneffüs ediyoruz. Hatta onlara göre aynı mesleği icra ediyoruz…