Cumhuriyetin ilanıyla insan nüfusumuzun çok büyük bir oranı kadındı.Hele hele çocukların çok çok büyük bir oranı yetimdi.Nesiller ebe ve nenelerin ellerinde anaların kucağında neşv ü nema bularak ,yeniden dirilerek meydana geldi adeta.Dünyada kurulan başka hiçbir devlette de böyle bir istatistik yoktur.)İşte Alanya / Hacet seyyar hastane şehitleri için seçilen bu yer kadınların mezar kazımında kolaylık olsun diye seçilir.Yoksa çayın sağında ve solundaki pek çok toprak alan bu iş için seçilebilirdi.Şehitleri taşıma ve mezar kazma işi tamamen kadınlardadır. Bu kadınlardan birisi de Kemal Yenialp’in eşi ,yani Fatma Yenialp’in annesindedir.Öyle ki, sal taşımaktan omuzu pek çok kadın gibi kan ve su toplamış hatta zamanla yağır olmuştu.Elleri de nasır bağlamıştı.Bir keresinde o kadar muzdarip olmuş olacak ki,genç doktorun yanına sokulmuş ,derdini anlatmıştı.Doktorlar hayretle ,”Aba !Ne yaptın sen böyle?” diyerek hayretlerini dile getirmişti. Aile öyle bir haldedir ki,pek çok Alanyalı aile gibi zaten eşlerini ,oğullarını ya da erkek kardeşlerini şehit vermiş ,gönülleri yorgun ve bitkin ,belki de ufukları karanlık bir vaziyette umutsuz yaşamaktadırlar.Bu küçük Fatma’nın da iki erkek kardeşi var.Ahmet ve Mehmet.Ahmet askere alınmıyor celp zamanı .Aile Mehmet’e ,”Oğlum sen gidiver kardeşin için”.Mehmet de askerlik vazifesi bittiği halde tekrar askere gidiyor.Ahmet bu arada vefat ediyor.Mehmet’in de şehadet haberi geliyor.Ama annesine söylemiyorlar vasatın nazikliğinden.Taziyesi sürerken bir yakını ağzından kaçırıp ikisi için de başsağlığı dileyince ,annesi bir ay içünde üzüntüden vefat ediyor. Alanya’nın bu kahraman kadınları ,şehitleri sallarla belirlenen alana götürürler,önceden kazdıkları mezara koyarlardı.Hatta bazen defin sonrası dönerken uzaktan omuzlarında koşa koşa şehit getiren Afrikalı birkaç siyahi görevli uzaktan ünleyerek,” Dönmeyin,dönmeyin,birini daha kazın “derlerdi.Mezar kazılır,defin yapılır,dualar edilir ve mezar başına ne bir hece tahtası ne de bir nişane taşı konulur,öylece umarsızsa-çaresizce gerisin geri dönülürdü. (2). Böylece bu seyyar hastanede sayısız gazi şehit olur,iyileşenler memleketlerine döner.Gün gelir Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır.Ordumuz terhis edilir.Vatan korumasız kalır.Bir avuç kahramanla yeni bir destansı mücadele verilir.Bu destan kutsal isyan dediğimiz milli mücadele destanıdır.Çanakkale zaferinin de ,Fatih’in İstanbul’u fethinin de,hatta ve hatta Malazgirt şanlı zaferinin de şerefini kurtaracak olan Kurtuluş Savaşı destanıdır. Elbette o dönemdeki Alanyalılar üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yaparak çorbada tuz misali katkısını yapmıştı.Bu destanda 38 Kurtuluş Savaşı şehidi ve onlarca Milli Mücadele gazisiyle yerini almıştı.Aynen 1912 Balkan savaşlarında birkaç saat içinde 157 Alanyalı evladını şehit verdiği gibi.Kırım savaşından bu yana kayıtlı 1300 civarındaki şehit ve gazisine bu payeyi verdiği gibi.