Alanya Hacet Askeri Hastanesi (4)
Raşit Raşitoğlu
Gün geldi ,devran değişti.Öncelikler değişti.Hayata yüklenen manalarda kaymalar oldu.Atası başka bir vadide,torunu başka bir vadide kaldı Alanyalının.Biz ceddimizin o mübarek canhıraş ve cansiperane duruşuna vefa gösteremedik.1933 yılından başlayarak sahil bandındaki ,Kuyular önü ve kaymakamlık arasındaki bütün mezarlıklarımızı kaldırıp ,insaflıysak nakl-i kubur yaptık,hassasiyet beslemediysek ya binaların ,dükkanların altında bıraktık ya da bütünlüğünün sağlanamadığı iskelet parçacıklarını toprakla karışık bir kamyona doldurup denize boca ettik. Ben henüz 15 ‘imde iken , bir yanına halkın gömüldüğü ,bir köşesine de Hacet Seyyar Askeri hastanesinde son nefesini veren şehitlerimizin yattığı bu alanın hafriyatı yapılır.Yaz ayında gerçekleşen bu hafriyat sırasında buradan yüzlerce insan kemiği çıkar.Bu iskeletlerin bazıları derindedir,bazıları da enginde.Zira yukarıda bahsettiğim gibi şehitler için gömü alanı seçilen bu yer kumlardan oluşmuş tepeciklerle doluydu.Şehitlerin bazısı tepenin üstüne ,bazısı da düz yerlere konulduğu için böyle bir sonuçla karşılaşılmış oldu tam 80 küsur sene sonra.Götürülebilen götürülür. Halk bir anda alana yığılır.Ben de bu alana çok yakın bir yerde ,henüz 15 yaşında iken yaz döneminde çalışarak ,rahmetli babamın tabiriyle hayatı öğreniyordum.Çalıştığım turistik tuhafiyeden koşarak yirmi-otuz adım sonrasında bulunan bu alana geldim.Ve bir yanda kepçenin çalıştığı yerde bir köşeye istiflenmiş altı çuval kemik gördüm.Bunların bir vücut bütünlüğünü sağlayıp sağlamadığını bilmiyorum.Çok üzülerek izlediğimi hatırlıyorum.Yetkililer her ne kadar resmi izin ve fetva alarak da bu işi yapsalar kamu vicdanı teskin bulmadı elbette.Nakl-i kubur yapılanlar yapılır,yapılmayan kemik parçacıkları da kayalık bir alandan denize dökülür.Keşke topluca bir alan belirlenip oraya defnedilip,kısa bir açıklama ile halkın dua etmesi sağlansa idi.Belki de orada şehitlerin olduğunu tasarruf sahipleri bilmiyordu.Bu arada bir diş doktoru da gelerek on kadar kafa tasını duvarın üzerine dizer ve dişlerini inceler.Yanındakilere dönerek ,”Evet bunlar şehit cenazeleri olmalı.Zira en küçüğünün yaşı 18,en büyüğünün yaşı 30” der.Vicdanlar bir kez daha sızlar dualarla karışık.
Alanya’nın bir evladı olarak ben hep şu eksikliği hissedegeldim.Keşke bizim de bir Balkan Savaşı şehitliğimiz ya da anıtımız olsa idi vaktinde.Belki de bu şehitlerin olduğu alan tam da yeri idi.Her ne kadar diğer yerlerdeki Alanyalı şehitlerimizi buraya taşıyamasak da ,adlarını ve savaşların öykülerini bir köşeye nakşedip gelen yeni nesillere ve turist misafirlere aktarabilseydik. Zira canını bu vatan uğruna veren atalarımıza vefa borcumuzu bir nebze de olsa ifa etmiş olurduk.Bu şehitlerimizin son kuşak torunları olaydan çok uzak kaldıkları için artık dualarında şehit atalarına ismen yer veremiyor.Ama ister torunu olsun ister olmasın burada tesis edilecek bir şehitlik ve anıtında gelen herkesin dua etmesini ve o frekansa girmesini sağlayabilir,tarih ve vatan bilinçlerini yeniden uyarabilirdik. Ben vaktinde Alanya’da Balkan Savaşı şehitler anıtının yapımı için uğraşıldığını biliyorum.Hatta Azerbaycan Türk’ü bir heykeltraşa yaptırılan anıtın taslak projesini de bizzat gördüm.Ama sonuç itibariyle hayata geçirilmemiş olması haklı olarak bu dileğimi ifadeye beni mecbur ediyor.( Hatipoğlu Belediye Mezarlığının bir bölümünde yakın zamanda oluşturulan iç güvenlik şehitliğimiz bu konuda bizim yüz akımız olmuştur.Ama mevzu bahis olan mesele başkadır).
Mesela şu saatten sonra belki Hacet meydanında uygun bir yere bir anıt dikilip ,bölgenin tarihte ifa ettiği bu kutsal görevle beraber ,diğer şahitlerimize de atıfta bulunacak bir yer tanzimi yapılabilir pek tabi.Yazımıza konu olan seyyar hastane şehitlerimizin gömü mekanını belki geri getiremeyeceğiz ama arkalarından dua edilmesine vesile ve yeni nesillerde şükran hislerinin inşaa edileceğinden hiç kuşkum yok.
Bu konuyu bana uyaran Hayri ve Sait Yenialp kardeşime ve duyarlı ve engin bilgisiyle yazımı tezyin eden ortaokul öğretmenim Ahmet Kemal Yenialp hocama sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum.Böylelikle şehir tarihinin tozlu sayfalarında kalıp giden bir konuyu detaylı ve birincil ağızdan bize aktarımını yapmış olduk.
Bir sonraki köşe yazımızla, Geşmişten Geleceğe Alanyamızın tarih koridorlarında birlikte dolaşmak üzere esen kalınız.
Yorumlar
Trend Haberler
Almanya'dan Alanya'ya kaçış! Kalacak yer kalmadı
Alanya’da kapıyı pencereyi kapatın! Yarın geliyor...
Antalya ve Alanya'da oteller dertli! Turistler yanlarında bunları getiriyor
Alanya'da son bir ay! Turist yok, esnaf batıyor
Başkan Özçelik açıkladı: Alanya'nın geleceğini kurtaracak karar
Antalya'nın villa cennetinde, villalar yıkıldı