Birinci sanayi Devrimi’ni  makinalaşma, İkinci sanayi Devrimi’ni  serileşme, Üçüncü sanayi Devrimi’ni ise, otomasyon ve sayısallaşma şeklinde  özetlenebilecek 3 kritik aşamadan  geçen dünya adını 4 sanayi devrimi olarak niteleyebileceğimiz yeni tam teknolojik çağa doğru baş döndürücü hızla evriliyor. Dile kolay daha 15 gün öncesine kadar şu yaşadıklarımız hiç kimsenin akılın ucundan dahi geçmiyordu.. Baş döndürücü hızla gelişiyor her şey. Bizi biz yapan  bir çok yanımız yavaş yavaş kayboluyor. Merhaba diyerek uzattığımız el yok artık. Ya da karşılıklı tavla oynadığımız o günler çok hızla geride kalıyor. Mangal keyfimiz dahi alındı elimizden. Büyük bir ivmeyle yeni bir zamana uyanıyor dünya. 4. sanayi devriminin sancıları korona adıyla başlangıç olarak mı sunuluyor bize. Ara sıcaklarda önümüze neler gelecek.? Atıştırmalık olarak neleri kaybedeceğiz acaba ? İşe gidip gelmelerin evlere taşındığı, kağıt paraların sanallaştığı sıcak kanlı dostlukların monotonlaştığı bir çağ mı bekliyor bizi.  Kimsenin kimseye yaklaşamadığı yalnızlığa itildiğimiz bir çağ mıdır bu? Bankalardan bakkala, kafelerden dolmuşlardan hava yolu taşımacılığına kadar insanın insana uzak kaldığı yeni bir dünya! Dünya yeni teknik ve teknolojik bir o kadarda yalnızlık ve bireyselliğin ön planda olduğu bir devrime gebe. Biz olan her şey yerini ben olanlara terk ediyor. Topluluklar gidiyor yalnızlıklar başlıyor. Her yönüyle teknolojik özgürlüğe hapsoluyor insanlık. Çektiğimiz bunca acının, sancının sebebi bu mu? Yeni bir sanayi devrimi midir bu? Ve bütün bunları işaret fişeğini ateşleyen ÇİN! Bir sözüm de size… Nedir sizden çektiğimiz arkadaş. Nefes alan, almayan, yürüyen yürümeyen her şeyi yiyorsunuz. Daha yediğiniz yarasanın taksiti bitmeden şimdide yediğiniz fareden geçen hanta virüsü çıktı başımıza. Bu nasıl bir kültür nasıl bir mide anlamak mümkün değil. Kardeşim sizin orda yiyecek normal bir şey yetişmiyor mu Allah aşkına.  Yok mu sebzeniz meyveniz. Yok mu tavuğunuz keçiniz… Yarasa yemek! Fare yemek! Yılan yemek nedir? Bu virüslerle mücadele etmenin yolu bütün dünya devletlerinin birleşip en iyi aşçılarını Çine gönderip yemek kültürlerine çeki düzen vermekten başka yol görünmüyor. Aksi takdirde bunlar yedikçe bizler öleceğiz. Hülasa, son yarasa yendiğinde son yılan ızgarada piştiğinde insanlık Çinlilerin önlenemez olduğunu anlayacak…