Zulme maruz kalan insanlar iki şey öğrenirler; ya zalim olmayı öğrenirler ya da adaletli olmayı.
Milleti hakir görmeyen ve milleti referans alarak güç elde eden insanlar, yaşamları boyunca zulme maruz kalsalar bile, inançları sağlam ise zalimlik etmezler.
Onun için gücünü milletten alan ve İslam dünyasında diktatörlük yapan bir lider göremezsiniz. İslam dünyasında liderlik edipte zalimlik edenler, gücünü ve kaynağını inancından ve halkından değil de başka ülkelerin yönetme ve sömürme aşkından alan liderlerdir.
Cumhurbaşkanimiz Recep Tayyip Erdoğan gibi yönettiği ülkenin sokaklarında büyümüş ve yönettiği insanların inancından beslenmiş liderlerden asla diktatör olmaz. Bu insanlar olsa olsa milleti ve devleti için kahraman yabancılar içinse baş belası olurlar. Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili olarak koparılan yaygaranın ne kadar yersiz ve antitez cilerin gerekçelerini ne kadar gerçek dışı gerekçelere dayandırdığı hayretle izliyoruz. Nitekim o meshur tv haber showmenleride ne olur bir susun konuşmayın yeter demiştir.
Ya neden bu milletin kararını benimsemek yerine aşağılamak ?
Millete meydan okunamayacağını idrak edenlerle millet adına yalancılık edenlerin fotoğraflarını 16 Nisan akşamı hep birlikte göreceğiz. Gün birlik olma, gün kenetleme, gün farklılıklarımızı değil de ortak paydalarımızı ön plana çıkarma günüdür.
Milletimizin ne zaman hakemliğine başvurulsa buradan kendi gelecekleri için ekmek bekleyenlerin bir kez daha elleri boş, umutları başka bir bahara kalacaktır. Milletimizin geleceğine kan doğrayanların sofrasına milletimiz ekmek sunmayacaktır. Her fırsatı, Türk milletini boyunduruk altında tutmak için bir fırsata çevirmek isteyenler, 16 Nisan akşamı okkalı bir millet tokadı ile kendilerine
gelmeseler de umutlarını yanlarına alıp batı cephesindeki mevzilerine geri çekilmek zorunda kalacaklardır.
Milletimizin sevdası ile sevdalanıp gece gündüz çalışan cumhurbaşkanımızın önderliğinde gelecek zamanlara yelken açmaya az kaldı. Ölümsüzlük için çalışmak bu olsa gerek. Liderler ölür. Ancak sistemler liderlerden bağımsız olarak zamanı ileriye taşımaya devam ederler. Bu uğraş bir diktatörlük uğraşı değildir. Bu uğraş milletimizin önünde durmakta olan ve yıllar yılı aşamadığımız engelleri milletin gücü ile aşma uğraşıdır.
Zaten Cumhurbaşkanimiz Tayyip Erdoğan’ın bu ülkede her istediğini yapabildiğini savunanların, referandumu tek kelime ile diktatörlük olarak ifade etmesini önce cehalet sonra da en iyimser ifade ile algı operasyonu olarak ifade etmemiz asla abartılı olmaz. Dahasına da dilimiz varmaz. Yolunuz açık. Bahtınız güzel olsun.
Selam ve dua ile.