1 Temmuz itibariyle yaz Kur’an kursları ve camiilerdeki eğitimler başladı. Çocuklarımız, yaz tatili boyunca dini eğitimlerini alacakları bir sürece girdi. Toplumun yapı taşı ailedir. Aile yapısı ne kadar sağlam ve sağlıklı olursa onu teşkil edecek toplumun yapısı da o denli sağlam olur. O nedenledir ki çocuklarımızı yaz Kur’an kurslarına veya camilere yönlendirmeli, eğitimlerini de bizzat takip etmeliyiz. Nasıl ki okul zamanı özenle sabah erkenden kaldırıp kahvaltısını yaptırıp, okulda öğretmen ve arkadaşlarına saygılı olması, öğretmenini can kulağı ile dinlemesini tavsiye ediyor, o okulun kurallarına uymayı tembihliyor isek, aynı hassasiyeti buralarda da muhakkak göstermeliyiz. Çocuklarımız bizim kapanmayan amel defterlerimizdir. Onları fıtratları üzerine yetiştirmek bizim asli görevlerimizdendir. Çocuğumuzun midesini doyurduğumuz kadar ruhunu, gönlünü ne kadar doyurabiliyoruz? Anne babaların, ibadet eğitimi ve özellikle namaz eğitimi üzerinde çok ciddi durmaları gerekiyor? Zamanında ve usulünce yapılmadığında bir ömür sıkıntısı çekilebiyor. Özellikle bu konuda hassasiyet sahibi aileler nezdinde. Ben özellikle çocukların namaza alıştırılması noktasına değinmek istyorum. Çocuklara namaz alışkanlığı kazandırmak uzun soluklu bir çalışmadır. Bir gün, bir hafta yada bir yılda bitecek bir çalışma değildir. Onlar bu alışkanlığı elde edininceye kadar sabırla yardımcı olmaya çalışmalıyız. Namaza alıştırmada önceliğimiz sevgi, ilgi ve şefkat esas olmalıdır. Amacımız ‘’namazı öğretmek değil sevdirip kıldırmayı hedeflemek’’ olmalıdır. Namaz kılan yaşıtları ile aynı mekanlarda bulunmasını sağlamak kolaylaştırıcı etken olabilir. Bu nedenle yaz Kur’an kursları ve camiler büyük katkı sağlarlar. Tabiki öncelik bizim örneklik teşkil ederek göz önünde sürekli namaz kılma alışkanlığı edinmiş olmamız. Sevgili Peygamberimiz, namazı özlemiş, namaza acıkmış, namaza susamış ve ‘’gözümün nuru’’ diye iltifatta bulunmuş. Çocuklarımız Allah’ı tanır, Peygamber Efendimizi severse, namaz kılmayı da seveceklerdir. Hz. Peygamber (s.a.v) çocuklarla bizat ilgilenmiş, sevinciyle sevinmiş, hüznüyle hüzünlenmiştir. Oyunlarına ortak olmuş, onlarla çocuklaşmış, aralarındaki engeli ortadan kaldırmıştır. Bir çok çocuk, Peygamberini Allah’tan daha çok sevdiğini söyler. Çünkü Allah’ın cehennemde yakacağını ama Peygamberinin çocuklarla şakalaştığını öğrenmiştir. Çocuklarımıza Allah’ın azabını değil merhametini aşılayalım ki korkuyla değil sevgi nazarıyla hayata bakabilsinler… Kalın sağlıcakla…