Son dönemde ülkemiz ve Dünya ülkeleri yoğun ama bir o kadarda sıkıntılı süreçten geçmektedir. Başta pandemi olmak üzere, birde ekonomik problemler tarımsal üretimi ciddi şekilde etkiliyor. Birde 2021 yaz döneminde yaşanması kuvvetle muhtemel kurak ve sıcak iklim koşulları üreticimizin belini dahada bükecektir. Tarımsal üretimde kullanılan girdilerden gübre, ilaç ve mazot, üretimde kısıtmalamaya gitmek durumunda bırakıyor. Buda verimde düşüşe ve kalitenin istenilen düzeyde olmamasına yol açıyor. Üretici birlikleri, kooperatifler daha etkili ve aktif çalışmak zorundadırlar. İthalat yerine tarımsal desteklerin arttırılması daha etkin olacaktır.
Ülkemizde son birkaç yılda 4 milyon hektar alanda üretim yapılmamaya, ekilip biçilmemeye başlandı. Oysaki Sudan ve Nijeryada tarım arazileri kiralanarak tarımsal üretime katkı sunmak amacıyla aksiyon alını. Aksiyon doğru ama kendi topraklarımızın 1 metrekareside üretime kazandırmak önemlidir. Küçük ölçekli üreticiler büyük plaza çiftçilerinin gölgesinde kayboldu. Plaza çiftçileri sermaye gücüyle geniş ölçekli arazilerde hemde devletten destek alarak, Devlete ait arazileri kiralayarak üretim yapıp, zincir marketlerde sonuca giderken, çükük ölçekli çiftçi sadece tenceresi için üretim yapar halde. Ayakta kalmak için geriye tek bir obsiyon kaliyor,
Çiftçi-Üretici birlikleri zorgibi görünüyor, ütopya gibi, hayal gibi, ama, demiyormuyuz, Heşey hayal etmekle başlar, hayal ederken aksiyonda almak sonuca gitmeyi kolaylaştırmayacakmı? Ah üzerimizdeki şu ataleti bir atabilsek, üretimdeki gücümüzü hayata geçirebilsek, ne pandemi, ne ekonomik kriz bizi endişelendirir, vırıst gelir tırıst gider, ahh bir tam üretime geçebilsek, ahh tam bir destek alabilsek, Bakalım kim tutabilirmiş bizi?