Tarımsal kuraklık, bitkilerin aktif kök sistemindeki yeteri nemin bulunmamasına kuraklık diyoruz..Vejetasyon yani bitki büyüme döneminde boyunca bitkinin suya ihtiyaç duyduğu belli kritik dönemlerde toprak nemi yeterli olmadığında tarımsal kuraklık ortaya çıkar. Yeteri su kaynakları olduğu sürece sulu tarım yani sulama imkanı bulunan çiftçilerin alabileceği önlemler daha fazladır. Bu durumda tarımsal kuraklığın etkilerini azaltmak için yapılabilecekler, su kaynaklarının tasarruflu kullanımı ve korunması yanında yeni su kaynaklarının temini şeklinde üç grupta toplanabilir. Bitkisel üretimde sulama suyunun israf edilmeden etkin kullanımı, yapılması gerekenlerin başında gelir. Vahşi sulama adıyla yüzey sulama olarak bilinen salma, tava ve karık sulama yöntemleri ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin suyu çok fazla israf etmesi yanında diğer dezavantajları da vardır. Yağmurlama, damlama ve sızdırma şeklinde farklı uygulamaları olan basınçlı sulama sistemleri ise suyu daha tasarruflu kullanmaktadır. Dolayısıyla yüzey sulama yöntemlerinden olabildiğince vazgeçip, basınçlı sulama sistemlerini yaygınlaştırmak gerekir. Kuraklığa dayanıklı tür-çeşitleri geliştirerek ve ekimini-dikimini yaygınlaştırarak ürün desenini değiştirmek, kuraklığa karşı alınabilecek önemli tedbirlerden birisidir. Toprağın su tutma kapasitesini yükseltmek için çeşitli yollarla toprakta organik madde birikimini artırmak ve böylece daha az sulama suyu kullanarak istenen düzeyde verim elde etmek mümkün olabilecektir. Ayrıca toprak yüzeyini kapatarak rutubeti toprakta daha uzun süre tutan bitkileri olabildiğince tercih etmek, suyun daha tasarruflu kullanımına katkı verecektir.
Ülkemizde Ekim ve Kasım aylarında yaşanan yağış yetersizliğini, kısa dönemli kuraklık olarak değerlendirebiliriz. Bu dönemde yağışlar geçen yıla göre yüzde 21 azalmıştır. Kış ve bahar yağışlarının istenilen düzeyde olmaması durumunda meteorolojik kuraklık tarımsal kuraklığa dönüşebilir ve gıda arz güvenliği riske girebilir. Kış ve bahar yağışlarının istenilen düzeyde olmaması durumunda meteorolojik kuraklık tarımsal kuraklığa dönüşebilir ve gıda arz güvenliği riske girebilir. Covid-19 salgınının gıda arz güvenliği üzerindeki tehdidi henüz sona ermeden, meteorolojik kuraklığın tarımsal kuraklığa dönüşmesi ihtimalinin oluşturduğu gıda arz güvenliği endişesi, dünyanın ve özellikle Türkiye’nin gündeminde yer almaya devam ediyor..
Bölgemizde kuraklık için basit-pratik birkaç önlem bizleri ciddi rahatlatacaktır. Derin kuyularda verim azalmaya başlamadan, basınçlı sulama sistemleri, dayanıklı anaç-çeşit ıslahı, Malçlama-Kaolin uygulamaları, denize ulaşan akarsuların tarımsal üretime kazandırılmasına yönelik projelerin hayata geçirilmesi, sulama gölet ve havuzlarının yaygınlaştırılması vb önlemler hayata geçirilmesi, başta bölge üreticimiz olmak üzere ülkemizin kazanımına katkı sağlayacaktır.