Son iki yıla damgasını vuran Covid-19 ‘un gölgesinde kendine yer bulmaya çalışan seyahat hareketleri ve sınırlı sayılabilecek bir hareketlenme yaşayan 2021 yılı önümüzdeki yıllar için umut veriyor.
Hepimizin ortak görüşü aşılanma çalışmalarının yoğunlaştığı bir kışın ardından 2022 yılı eski günlere dönüşün başladığı bir yıl olması açısından önemli..
Yaşadıklarımızın gösterdiği seyahat hareketlerinin hafifleyen bir ivme ile de olsa bu salgın koşullarında devam edeceği bir yada birkaç yıl daha yaşayacağız.. Belki salgın farklı versiyonları ile seyahat hareketlerinin gündeminde kalmaya devam edecek..
Bu arada dünyada yaşanan siyasal gelişmelerin ülkemize ve seyahat hareketlerine etkisini unutmamak gerekiyor.
Ve bu dönem gösterdi ki seyahat edenler kendi tatil paketlerini yapma konusunda birazda zorunluluktan daha çok istekli davrandı. Bilgisayar başında geçirecek daha fazla vakit bulmaları belki de itici bir güç oldu. Bu yöntem sayısal olarak önemli seviyelere ulaşsa da halen geleneksel yollarla paket halinde tatil alanlar sektöre yön vermeye devam ediyorlar.. Seyahat Acenteleri dijital altyapılarını geliştirseler de hedeflenen kişi sayılarına ulaşmanın yolu geleneksel yollarla tatillerini satın alanlara verilen hizmetten geçiyor.
Bundan sonraki sürecin bir başka ana belirleyicisi yine bu dönemde oluşan “Güvenli Turizm” adı altında sektöre hizmet veren tüm paydaşların oluşan kriterlerle hizmetlerini sunması.. Bu kriterler önümüzdeki yıllarda ana konumuz olmaya devam edecek ve birçoğu kalıcı kurallar haline gelecek. Belki günün ihtiyaçlarına göre bu kriterlerin sayıları artacak..
Tüm paydaşların gelişen teknolojiyi işletmelerinde daha fazla uygulaması gereken bir döneme girildiğinin farkında olarak yol haritalarını belirleyeceği bir döneme kendilerini hazırlamaları gerekiyor. Artık havalimanlarında check-in işlemlerinden otellerde aldıkları hizmetlere kadar en az temasla tatil dönemini geçirecekleri ortamların yaratılması gerekiyor.
Yeme-içme gibi bir ihtiyaç haline gelen internet erişiminin “sınırlı, sorunlu veya ücretli” olduğu dönemleri geride bırakmamamız gereken yıllara girdiğimizin farkında olarak altyapımızın gelişmesi konusunda ciddi çalışmaların biran önce sonlandırılması zorunlu görünüyor.


Teknolojik gelişmeler ne olursa olsun seyahat sektörü hizmet sektörüdür ve yüz yüze ilişkilerin en çok yaşandığı bir daldır. Sektörün en önemli kan kayıplarından olan kalifiye çalışanları bundan sonra ilgilenmemiz gereken ana başlıklarından biri olarak karşımızda durmakta.. Özellikle bu konu ile ilgili eğitim-öğretim veren kuruluşların eğitim-öğretim dönemlerini sezonun koşullarına göre düzenlemesi bu konuda hem eğitim alanlar için mesleklerini yaparak öğrenmeleri hem de sektörde bulunan açığın kapanması konusunda değerli bir adım olacaktır..
Artık misafir talebini oluştururken tercihini kullanma konusunda daha hassas davranıyor.. Bu hassasiyete cevap verebilen ülkeler, bölgeler, işletmeler talebi çekme konusunda daha avantajlı duruma geçecek..
Evet seyahat sektörü Salgın döneminde ayakta kalmaya çalıştı..
Sonrası…
Sayısal anlamda eski günlere dönerken ekonomik girdinin artmasını sağlamak..
“Bugünden yarına ne yapacağımızla ilgilidir.. “