Alanya’nın ilk lisesi, ilk özel lisesi ve ilk liselileri, Özel Alanya Işık Lisesi

1940’lı yıllar.2.dünya savaşının getirdiği bütün sıkıntılarının iliklere kadar hissedildiği yokluk yılları.Yokluktan buğday tohumlarının bile yendiği,ekinlerin ekilemediği,onun yerine dağlardan toplanılan yabani armutların öğütülüp yenildiği ve karınlarda kurtçukların oluştuğu yıllar. Öyle ki o günün çocuk ve gençleri hala bir zeytin tanesini ikiye,üçe bölüp yiyorsa( bahçelerinde şu an onlarca zeytin ağacı olmasına karşın) o gün yaşanan yokluğun günümüze kadar uzanan izleri desek abartmış olmayız. Bu sıkıntılı halden çıkmanın tek yolu ,bir memur ,okumuş bir meslek sahibi insan olarak günün şartlarında ayakta kalmanın yolu olarak görüldüğünden midir bilinmez artık Alanyamız’da da ortaokul okuma isteği artmış ama hala Alanya dışına okumaya gidildiğinden bu zor durumun önüne geçebilmek için Alanya’da da ortaokul açmanın derdine düşülmüştü. Dönemin Alanya ileri gelenleri hemen dernekleşmiş “Alanya’yı Güzelleştirme Derneği”ni faaliyete geçirmişti.Zamanla adı Orta Okul Yaptırma Derneği olmuş,cennet mekan dönemin ağır ceza reisi Halit bey başkan olmuş,çok gayret göstermiş ve ortaokulu yapmaya muvaffak olmuştu.İki sene demeden bugünkü milli eğitim müdürlüğü binasında ortaokul müfredatıyla Alanyalı öğrencilere ders verilmeye başlanmıştı.Tabi lise yapılıncaya kadar yine lise eğitimi için çevre illere gidilmeye devam ediyordu.Denizli,Isparta,Mersin,Adana ‘ya bile lise eğitimi almaya gidenler vardı.Haliyle bu da bir maliyetti.Bunun da önüne geçilmeliydi.


1950 ‘li yıllarda Alanya –Antalya karayolunun açılması beraberinde Alanya’nın mahsullerinin Pazar bulmasına,şehrin zenginleşmesine ve Alanya dışına eğitime çıkanların artmasına neden olmuştu. Bu dışarıya çıkan gençler büyük şehirlerdeki ufku ve vizyonu Alanya’ya da taşımış ve lise yapımı için gerekli duygusal ve fikirsel zemin oluşmuştu.Önceden talimli olan Alanyalılar hemen “Lise Yaptırma Derneği”ni kurmuşlar ve Kaymakam İsmet Balcı önderliğinde lise için bir yer ayarlasalar da gelen milli eğitim müfettişleri bazı sebeplerle gerekli lise açılması iznini vermemişlerdi.Her dönemde olduğu gibi o dönemde de lise yapılmasına karşı çıkan ,hatta “Liseye ne lüzum var,lise açılsın da çevre şehirlerden mi toplayalım ırgatlarımızı” diyenlere aldırış etmeyen ,vizyonu ve gönlü ışık insanlar, eşraf ve bürokratlarımız bu işin peşini bırakmamışlar ,eksiklikleri tamamlayarak çok radikal bir karar almışlar.Öyle ya siyasi ve diğer sebeplerle madem devlet buraya lise açmıyor,özel teşebbüse de karşı olamazdı dönemin liberal atmosferi.Eskilerin tabiriyle “Hile-i Şer’iye” yaparak,yani kanunun kendilerine dolaylı olarak izin verdiği yolları kullanarak hemen özel okul statüsünde okul açıp,zamanla resmi devlet okulu olma yolunda ilk adımı atıverdiler.Müthiş bir heyecan ve duygu atmosferi yaşanıyordu dönemin Alanya kültür çevrelerinde.Özel okul açtık mecburen ama böyle bir durumu öngörmemiştik ,halbuki amacımız fakir Alanyalı gençlerin de liseye kavuşması ve okumasıydı.O halde özel okula göre fiyatı çok düşük ve sembolik tutalım ,hatta okumak isteyen ama veremeyecek olanların paralarını da kendi aramızda toplayarak halledelim gibi bir kutsal duruş sergilemişlerdi. Öyle de oldu.Aylık önceleri 50 tl,sonraları 75 tl olmak üzere fiyat belirlendi. (Bugünkü karşılığını okulun ilk öğrencilerinden,babamın sınıf arkadaşı ve benim de lise coğrafya öğretmenim ,öğretmenlik mesleğinin ve izzetinin hakkını tam anlamıyla teslim eden Hüsnü Babalık hocam hemen hesaplayıverdi zeytinyağı kuru üzerinden. O gün zeytinyağının kilosu 2,5 tl idi. Bugünkü hesaba göre aylık 600 tl eder dedi. Ardından Alanyamızın en büyük şanslarından ,iyi ki var dediğimiz ve ömrü uzun olsun, emr-i hak vaki olduktan sonra da Alanyamızın hafızasından asla silinmeyecek olan,çok büyük eğitim yatırımları yapan ve bu memleket evlatlarına hasreden ,Alanyamızın ilk eczacılarından Velittin Bekrioğlu miktarı 500 tl ‘ye yuvarlayıverdi.)
Hemen dernek faaliyetleri başladı.Duyurular yapıldı.O günün Alanyasında 31 aile, çocuklarını ,sonu çok net olmayan bir yola saldılar.Zira özel okul ne kadar devam eder,verilecek diplomalar geçerli sayılır mı ,milli eğitimden onay alıp resmi devlet okuluna dönüşülür mü gibi cevapları net olmayan bir yoldu bu. O nedenle ben öğrenci,öğretmen ve kurucular kadar o velilerin de bu duruşunu çok önemsiyor ve ayakta alkışlıyorum. 1959 senesinde ,bugünkü Barbaros ve Azakoğlu okullarının ortak giriş kapısının olduğu yerde eski kız mektebi olan ,110 metrekare ,bağdadi tarzda yapılmış ,4 sınıflı bu yer okul olarak seçilmişti.Bina bütün müdahalelere rağmen sağlıklı bir okul sayılmazdı eğitim öğretim için.Daha sonraları öğrenci ve öğretmenler el birliği ile ,taş ve kumlarını taşıyacakları,ahşap ve diğer unsurlarını çekecekleri yeni bir binaya kavuştursalar da ilkler her zaman anlam ve anı yüklüdür.
Elimize geçen dernek defterine göre çok ciddi ve en küçük bir detayın bile atlanmadan ,eksiksiz yerine getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. (Bu bağlamda kendisi de bir dönem lise müdürlüğü yapan avukat ve ALSAV başkanı İsmail Yıldız beyefendiye belgeler hususunda çok teşekkür ediyorum).Dernek karar defterine göre ; 06.01.1959 tarihli kararında ,Alanya’nın efsane tarih öğretmeni ve baş öğretmen Refik Bakalım katipliğinde ,Dr Gani GÜR yazıhanesinde toplanarak görev taksimi yaparlar.Buna göre idare kurulu başkanı Dr.Gani Gür,2.başkan Y.mühendis Şevket Tokuş,Katip Refik Bakalım,Muhasip Halis Can,Veznedar Rifat Azakoğlu,üyeler de İzzet Azakoğlu ile Şükrü Kaptanoğlu seçilirler.21.01.969 tarihli kararda da,okul olarak gösterilen binanın tamiri için 3711.84 tl, kereste için 2380.25 tl,binanın cam bedeli için 222tl,bakanlığa gönderilmek üzere çekilen binanın fotoğrafları için 30 tl,defter bedeli için 24 ,20 tl,dernek tüzüğünün gazetede ilanı için 150 tl,dernek tahsilat makbuzları ,muhasebe fişleri ve mühürleri için 349 tl,lise bina ve odalarına asılacak kristal levha için 100 tl,ziraat bankasından alınan çek için 4.10 tl,tahsilat makbuzlarına yapıştırılmak üzere alınan damga pulu için 15 tl,boya için 297 tl ödenmesine karar verildiği belirtiliyor.Okul için ne büyük emekler verildiğinin ispatı da bu kararlar olsa gerek.
Dernek üyeleri kadar öğrenciler de çok gayretli idi. Neden orada olduklarının idrakinde idiler.Ellerden kitaplar düşmüyor,öğretmenler pür dikkat dinleniliyor ve Alanya eğitim tarihinin gördüğü belki de en sancılı dönemden geçiliyordu.Bu öğrenciler ya bu develeri güdecek,bu sıkıntıları çekip ,sancıları yaşayıp ya başarılı olacaklar ve sonradan gelenlere zemin hazırlayacaklar ,ya da bu diyardan gideceklerdi ,ki bu diyarın sahipsiz kalması anlamına geliyordu..O kadar ki ,Alanyamızın sağlık tarihinde çok önemli bir yeri olan ve ilklerden olan ,bu okulun ilk öğrencilerinden olan Dr. Şevki Sevindi beyin ifadesiyle,murt pürlerinden(mersin dalları) talbar yapıp, gölgesinden yararlanarak elde kitaplarla her hal ve şartta okumayı elden bırakmayacaklardı.Öyle ya büyükleri sıkıntı çeker de gençler bunu gözardı eder miydi? Hele hele Alanyamızın güzide emekli öğretmenlerinden ,yine bu okulun ilk öğrencilerinden olan Turgut Düşünceli öğretmenimizin babası ,Velittin Bekrioğlu’nun ifadesiyle Alanya’nın Mimar Sinan’ı ,gelmiş geçmiş en önemli ustalarından Rifat usta daha orta okul inşaatını yaparken ,1946 senesinde Erzurum gemisiyle Alanya’ya teftişe gelen dönemin milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel,okulu gezmiş,okul iskeletine son dokunuşlar yapılırken ,mertekler çatılıp ,çatı oluşturulurken tesadüf etmiş ve hayretlerini gizleyememişti.Kendisini şu soruyu sormaktan geri tutamadı.Hocam bu inşaatın,kontrol mühendisi kim?Takdir ve hayret hisleriyle bakarken,ustası da,mimarı da mühendisi de ,kontrol mühendisi de Rifat usta cevabı alıyordu.İşte Alanya’nın eğitim tarihi serüveni böylesine gizli kahramanlarla doluydu.Gençler derslerde olduğu gibi,müzik,tiyatro-temsil,futbol vb alanlarda da ilkleri temsil ediyorlardı.Hele hele Alanya’nın ilklerinden olan ,o sınıfın 18 numaralı öğrencisi rahmetli babam Ahmet Raşitoğlu da ,Alanya’nın ilk futbol örgütlenmesi olan Kale Gençlik Spor’daki futbolculuğunun yanı sıra ,bir tüccar rolünde bu tiyatro faaliyetleri çerçevesinde şehir şehir temsiller veriyordu.


Hüsnü Babalık hocamın büyük çoğunluğunu bir çırpıda sayıverdiği işte o önden gidenler.O ilk liseli,ilk özel lisemiz olan Özel Alanya Işık Lisesi’nin okul no sırasına göre öğrencileri.
1-Mustafa Temiz,2-Hasan Marçıl,3-Yılmaz Ediz,4-Şevki Sevindi,5-Fikriye Yün,6-Hasan Çekin,7-Hayri Özen,8-Hatırlanamadı,9-Hatırlanamadı,10-Şükrü Kaynak,11-Tuncer Özdemir,12-Selçuk Hacıkadiroğlu,13-Erol Kasap,14-Ahmet Deveci,15-Sadri Postalcı,16-Velittin Bekrioğlu,17-Hami Aksoy,18-Ahmet Öz(Raşitoğlu),19-Mustafa Hazar,20-Kerim Görgün,21-Hüsnü Babalık,22-Ali Görgün,23-Nevin Kızılışık,24-Atamer Ongurlu,25-Yalçın Çalışer,26-Burhanettin Sayar,27-Turgut Düşünceli-28-Birsen Tokuş,29-Dilek Tokuş,30-Ali Karadede,31-Nurullah Özer.


Önden gidenlere ne mi oldu ? Ya da önden gidenler ne oldu?
Alanyamızın ilk liselilerinin sayısı 31. Bir tanesi hariç hepsi üniversiteye girdi. O günlerde üniversite sınavına girmek de öyle kolay değildi tabi.Her ders için ayrı ayrı yazılı sınava girilir ve bu ayları bulan bir maratona dönüşürdü.Zaten üniversite belli başlı iki üç şehirde vardı.Bir kız öğrencinin sınava girmemeyi tercih etmesinin haricinde herkes sınava girdi ve başarılı oldu.Onlara bu başarı ivmesini kazandıran lisede aşılanan ruhtu.Hemen hepsi memleketlerine döndü.Eczacı oldu,doktor oldu,mimar oldu ,mühendis oldu ,öğretmen oldu ve bu topraklara vefa borçlarını ödediler.Şimdilerde pek çoğu rahmetli oldu.Çok azı hayatta ve hala genç delikanlı gibiler.Hele hele ruhları apaydın ve dipdiri.Adeta her biri kültür abidesi ve cumhuriyet beyefendisi.Müthiş bir seviyeleri var.O zamanın orta okul mezunlarının yakaladığı akademik ve ahlaki çıtayı ,günümüzün üniversite mezunlarının yakalayamamış olması her birimizi derinden üzmekte.Memleketleri Alanya’ya çok hizmetleri geçti.Hele hele Eczacı Velittin Bekrioğlu’nun şu ifadeleri hala kulaklarımda ve çıkmayacak.Ben Alanyamızın evlatlarına ,özellikle kız evlatlarına ,okuyup aydınlık çıtayı yakalasınlar diye bir okul yaptırdım ve milli eğitimimize emanet ettim.Özellikle okulun adını koyarken eşimin ismini öne koydum. Güzin –Velittin Bekrioğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.Zira her şeyden önce kız çocuklarının eğitimde en önde olmalarını istedim.Yetişmiş nesiller ancak yetişmiş annelerin elinden çıkabilir.O nedenle her evdeki annelerimiz mutlaka iyi yetişmiş olmalı.Ve ne mutlu zat-ı alilerine ki bu okul sayesinde yüzlerce ve gelecekte de binlerce evladı onlara müteşekkir ve medyun olacaklar.Hayır dualarıyla anacaklar.Hele hele Hamdullah Emin Paşa kolejinin yönetimindeyken ,pek çok riskleri ve özveriyi göze alarak açtırdığı ilkokul kısmını ,yine sınıf arkadaşı ve önden gidenlerden olan,standart üstü üslubu ve saygınlığı ile Turgut Düşünceli öğretmenimize kurucu müdür olarak emanet etmesi hakperest ve vefakar gönüllerde yankı bulmaya devam ediyor.
Önden gidenlerden vefat edenlere rahmet ve cennet,kalanlara da sağlık ve afiyetler diliyorum. Bir sonraki konumuzda Geçmişten Geleceğe Alanya koridorlarında gezinmek üzere sizi buraya bekliyorum efendim.Hoşça kalınız.