Alanya’da alışık olmadığımız, eskiden çok görmediğimiz, duymadığımız, nadir olarak karşılaştığımız bazı vicdanları yaralayan olaylar var ki; onları hazmetmek gerçekten çok zor.
Bölgemiz olarak son birkaç yıldır yaşanan toplumsal olaylar ve travmalara bakınca gidişatın toplum düzeni açısından pek hoş görüntü çizdiği söylenemez.
Artan intiharlar olayları, kadın cinayetleri, çoğalan uyuşturucu vakaları, çocuk istismarları, silahlı çatışmalar, güç savaşları, ahlaki erozyonlar, ranta dönük açgözlülük gibi olaylar dur durak bilmeden devam ediyor.
Sonucunda olan ise hep gözü yaşlı ailelere, ağlayan ana ve babalara oluyor.
Görünen o ki;
Son zamanlarda yaşanan intihar vakalarının birçoğunda ailevi sorunlar ve aşırı aile baskısı, eşler arasında uyumsuzluk, şiddetli geçimsizlik ve ekonomik sıkıntının vermiş olduğu zorluklar gibi kaynaklar var.
Çatışma ve kavga olaylarının bir çoğunda ise alacak verecek meseleleri, çek ve senet davaları, anlaşamayan ortaklar, mafya benzeri oluşumlar, miras kavgaları ve uyuşturucu pazarlıkları yer almakta.
Kadın cinayetlerinin birçoğunda ise genellikle eski eş veya sevgili, aşırı kıskançlık, yada boşanma aşamasında olmak veya karşılıksız aşk gibi durumlar sonucunda meydana çıkan olaylar olmakta.
Uyuşturucu ve yasaklı madde kullanımı konusuna gelince ise seçeneğin çok, temininin kolay olması nedeniyle bu maddeleri kullananlarda son yıllarda aşırı artışa sebep olmuştur.. Ayrıca bu maddeleri kullanan bağımlıların yaşı ise okul çağındaki çocuklara kadar inmiş durumdadır.
(İmkanı iyi olanlar kokain, eroin, esrar kullanmakta olup, imkanı zayıf olanlarda ise tiner, bali, çakmak gazı, sentetik uyuşturuculardan kullanarak alışkanlıklarını devam ettirmektedirler.)
En zor ve alışamadığımız olaylar ise cinsel taciz ve tecavüzlerdir. Hele hele son zamanlarda çocuklara karşı yapılan bu insanlık dışı yanlış ve yasak eğilimler insanı insanlığından utandırır hale getirip vicdanları sızlatmaktadır.
Bu tür olayların olmasını ve yaşanmasını, Anaların ve ailelerin üzülmesini istemiyorsak, öncelikle biz toplumca nereye gidiyoruz sorusunu kendimize sorarak gerçek çözüm yolları aramalıyız.
Gencecik hayatlar uyuşturucu ile sönerken uyuşturucu satıcılarının ve satışa müsaade edenlerin karşısında olmalıyız. Uyuşturucuya karşı tedbir olarak gençlerimizi ve çocuklarımızı en iyi şekilde kontrol altında tutup arkadaş çevresine çok dikkat etmeliyiz.
Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için; Darp edilen, şiddet gören kadınlarımızın korunmaya alınıp barınmasını sağlamalıyız.
İntihar olaylarını önleyebilmek için; Her şeyin fazlası zarar, azı karar söyleminde olduğu gibi gereksiz aile baskılarından, çekişmelerden uzak durmalıyız. Manevi sıkıntı yaşayan insanları psikolojik yardım veya tedavi görmeye telkin ederek, ekonomik sıkıntı yaşayanlara yakın çevrelerince olduğunca maddi destekler verilmeliyiz.
Unutmamalı ki bir anlık öfke insanların ömür boyu hayatının kararmasına ve geride birçok mağdur bırakmasına sebep olabilir. Dönülmesi güç bir karar verirken ince eleyip sık dokumalıyız.
Taciz ve tecavüze göz yummayarak bir kerede olsa, gönül rızasıyla dahi olsa, bu tür iğrenç olaylara asla müsaade etmemeliyiz Buna karşı çocuklarımıza gerekli eğitimleri verip, uyarıları ve bilgilendirmeleri yapıp en ufak cinsel eğilime maruz kalmaları halinde ailelerine, rehber öğretmenlerine veya güvenlik güçlerine bilgi ve haber vermelerini sağlamalıyız…
Ama ne yaparsak yapalım, başımıza ne gelirse gelsin, her türlü olay ve durum karşısında kanun ve yasalara sığınmaktan kaçınmayalım…
Kalın huzur ve sağlıcakla…