“Eğer bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.” Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler kitabından bende kalan bir cümle ile oluştu bu yazı.
Kontrol edilebilenler ve kontrol edilemeyenler arasındaki farka göre hayata karşı tavır takınmak ve en önemlisi de bu ikisi arasında hangisinin kontrol edilip edilemediğini bilebilecek kadar da bilge olabilmeyi anlatıyor kitapta.
Kitaptaki bu cümle, Gladyatör filmindeki Aurelius ile Commodus (baba oğul ) sahnelerini hatırlattı.
Commodus: “Baba bir keresinde bana dört önemli değerini yazmıştın: Bilgelik, Adalet, Yüreklilik ve İtidal (Ilımlılık, ölçülülük). Listeyi okurken hiçbirinin bende olmadığını anladım. Ama benim de başka erdemlerim var baba. Hırs… Bizi mükemmelliğe yönelttiği sürece bu bir erdem olabilir. Beceri, cesaret... Savaş meydanında değil belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. Aileme ve sana olan bağlılığım... Ama benim erdemlerimden hiçbiri senin listende yoktu. Seni memnun etmenin, benimle gurur duymanı sağlamanın bir yolunu bulmak için Tanrılara yalvardım. Gönül alıcı bir sözün, candan bir kucaklaman, bir kez olsun beni bağrına basman, yüreğime sonsuza dek güneşin sıcaklığını doldurabilirdi. Bende ne var ki benden bu kadar nefret ediyorsun?” der.
Aurelius, oğlunun kendiyle ilgili eksikliklerinden bahsettikten sonra ; “Senin oğul olarak hataların, benim baba olarak başarısızlığımdır.” Diyerek bu hatanın aslında kendi kontrolünde olan bir kusur olduğunu anlatır bu sözleri ile.
Aurelius stoacı yaşam felsefesinin yansıması ve bilgeliğini yani durumun sorumluluğunu alır.
Khrysippos'un Silindiri bunun için güzel bir açıklama olacaktır. “Eğer birisi yokuşun başında silindiri iterse silindir aşağı doğru yuvarlanacaktır. Fakat yuvarlanmaya devam etmesinin temel sebebi onun itilmiş olması değildir. Aslında bu düşmenin devamlılığında belirleyici olan silindirin kendi içsel yapısıdır. Mesela aynı neden yani bu itme hareketi bir küpe uygulanmış olsaydı, küp aşağı doğru yuvarlanmayabilirdi. Çünkü küpün köşeli doğası buna izin vermeyecekti. Aynı şey insan için de geçerlidir. Dışsal nedenler farklı şekillerde harekete geçirici etkilerde bulunsalar dahi ortaya çıkacak tepki kişinin kendi doğasına bağlıdır. Silindir misiniz? Küp müsünüz? Nedenler bizim elimizde olmayabilir ama bu nedenlere vereceğimiz tepki bizim elimizdedir.”

Yani yokuştan hangi hızla ve ivmeyle inip inmeyeceğimizi belirleyen bizim kendi kendini dönüştüren ve geliştiren doğamızdır.
Zaman zaman zor süreçlerimiz olur ve bu süreçte biz de küp mü silindir mi oluruz? Neden bizim elimizde olmasa da tepki bize aittir. Aurelius gibi sorumluğu alabilecek miyiz yoksa Commodus gibi başkasına mı yükleyeceğiz? Kendimize sorduğumuz bu sorudan sonra aldığımız cevap hayatımızı oluşturmaktadır.