‘’Şerefsiz bir Düşmanın olacağına, şerefli bin tane düşmanın olsun ’’
Bu söz ne güzelde yakışmış işgalci Ermenistan’a. Bir yanda işgal altındaki topraklarını kurtarmak için onuruyla şerefiyle bir mücadele veren Azerbaycan var. Savaşta sivillere karşı zarar gelmemesi için elinden gelenin en iyisini yaparak Cenevre sözleşmesinin tüm kurallarına uyarak tarih yazmakta. Diğer tarafta ise asker sivil demeden sıcak savaş hattından çok uzaklara bile füzeler fırlatan, havan ve top atışlarıyla saldırılar düzenleyen, sivillerin yaşamını yitirmesine sebep olan alçakça savaşan namert bir Ermenistan var.
Tarihinde de hep zulümleriyle anılan ve 26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı katliam yapıp, birçok kişiye ağır işkenceler yapıp, tecavüz edip, çocuk, kadın fark etmeden korumasız ve sivil 613 Azerbaycan vatandaşını katleden Ermenistan bugünde aynı duygular içinde Gence’ye, Mingeçevir’e Terter’e saldırılar düzenleyerek sivillerin ölmesine sebep olmakta.
Başı sıkışınca mağdur rolünü oynayan, oyalama taktiği olarak ateşkes ilan edilmesini isteyen, ateşkesi ilk kendisi ihlal edip sivilleri katledip savaş suçu işleyen Ermenistan ve hiç sesini çıkartmayıp kollayan iki yüzlü bir Avrupa var.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunun asıl sebebi Dağlık Karabağ’dır. Dağlık Karabağ’da çözüme ulaşılamamasının başlıca sebeplerinden birisi ise kurda kuzu teslim edilmiş olmasıdır. Amacı Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’a sorununa çözüm yolları sunmak ve var olan bu sorunu barışçıl yollar ile çözmek için politikalar üretmek olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından kurulan Minsk Grubu ne yazık ki kendisi bir sorun olmakta. Ayrıca AGİT Minsk Grubu eş başkanları olan Fransa, Rusya ve Amerika’nın çözüm yerine taraflı olmaları, sömürge zihniyeti ile davranmaya devam etmelerinden dolayı Minsk grubunda 30 yıldan bugüne kadar herhangi bir çözüm üretilemedi.
‘’Dostunu söyle kim olduğunu söyleyeyim’’ dercesine Misk Grubuna bakınca her şey daha da iyi anlaşılmakta. Eş başkanlıklarını ABD, Fransa ve Rusya’nın yaptığı Minsk Grubunun eş başkanlara ek olarak, Grubun diğer üyeleri olarak Beyaz Rusya, Almanya, İtalya, Portekiz, Hollanda, İsveç, Finlandiya, Türkiye ve sorunun tarafları olan Azerbaycan ile Ermenistan yer almaktadırlar. Hıristiyan kulübünü andıran bu grupta Müslüman ülke olarak sorunun mağdur muhatabı Azerbaycan ve Türkiye vardır.
Türkiye haricinde Ermeni saldırılarını ve zulmünü görmeyen gündemlerine almayan AGİT MİNSK Grubu üyeleri kendini güncellemediği, eş başkanlık sisteminin değişip başkanlardan birisinin Türkiye olmadığı sürece bu grup atıl ve işlevsiz olarak kalmaya devam edecektir.
Tek umudumuz Azerbaycan’ın ateşkes safsatalarına uymadan çıktığı yoldan başarıyla dönmesi ve öz topraklarını düşmandan tez vakitte temizlemesidir.
Ayrıca Azerbaycan halkını da ülkelerini koruyup kollamak için sarf ettikleri çabalarından, cesaretlerinden, birlik ve beraberliğinden dolayı kutlamak gerekir
‘’Bir Millet, İki Devlet. Ne Mutlu Türküm Diyene’’
Sağlıcakla barış içinde bir dünyada yaşamanız dileğiyle…