Medya sektörü zor bir süreçten geçiyor.
Sadece özgürleşme değil, ekonomik baskı da medyanın tepesinde Demoklesin Kılıcı gibi duruyor.
Yerel medyanın zayıflaması, kaynakların daralmasına yol açacak düzenlemeler gündemde.
Elbette, resmi ilan haklarından söz ediyorum.
17 yıl süren televizyon yöneticiliğim döneminde en çok gelen soru ‘Gelir kaynağınız nedir?’ oldu.
‘Tamamen reklam’ dediğimde anlaşılmaz buluyordu insanlar.
‘Yani devletten destek almıyor musunuz?’ diyorlardı.
Devletin televizyonlara desteği yok. Bilakis, vergi kalemleri ve RTÜK yaptırımları ile işler daha da zorlaşabiliyor.
Gazeteler bu açıdan daha şanslı idi!
Ama günümüzde bu da geçerliliğini kaybetti.
Yazılı medyanın başladığı tarihten günümüze gazetecilik fedakarlık ve özveri işi.
Her gazetecinin bu bilinç ve deneyimle iş yaptığından şüphem yok.
Fakat şartlar zorlaştıkça, en doğru olması gereken medya eğri hale gelebildi.
Yandaş kavramı mesela, böyle ortaya çıktı.
Ekonomik kaygılar doğruların yerini alınca; herkes okuduğunun arkasında bir şey arar oldu.
Siyasetçiler kendi elleri ile yarattıkları yandaşlığın karşı atağını görünce sıkıntı büyüdü.
Sosyal medya etkinliği, facebook gazeteciliği, emekçiliğin önüne geçmeye başlayınca mesleki deformasyon arttı.
Mahalle baskısı, kontrolsüz sosyal medya derken, değerlerine sahip, kural ve kaideleri ile iş yapan medya kuruluşları için sorun çığ gibi oldu.
Medya içindeki çürük elmaları ayırmaya çalışırken, siyasetçiler kendi medyasını yaratma çabasına devam ettiği sürece, mesleğin sorunu çözülmeyecek.
Mesela medya kuruluşlarına haber abonesi olurken kendisi için iyi haberler yapmasını bekleyen zihniyet değişmedikçe sorun çözülmeyecek.
Siyasetçi, ilan ve reklam ihtiyacını medyayı satın almak prensibi ile oluşturduğu sürece medya özgürleşmeyecek.
Burada elbette, medyanın eleştiri doz ve düzeyi önemli. Tek taraflı, algı yaratmaya yönelik medyacılık da, yandaşlığı zorunlu kılacak.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin tüm oturumları yerel gazetelerde yayınlanacakmış. Böyle bir karar alınmış. Amacı, yerel gazetelere resmi ilan hakkı yaratmak ve halkın bilgi elde etme hakkına katkı sağlamakmış.
Doğrusu Tunç Soyer’i tebrik etmeli.
Yerel medyanın böylesine zor günler geçirdiği süreçte vereceği destek aslında bağımsız medya, demokrasi geleneğine de bir katkı. Daha da önemlisi eşitlik ilkesine bağlı olması. İlan, yasal sorumluluğunu yerine getiren, kurumsal kimliği bulunan 5 yerel gazetede yayınlanacak.
Yani yandaş yok, birini öbüründen ayırma da yok.
Günümüzde sadece yandaş edinen değil, kendi gazetesini çıkartarak bağımsız medya ile rekabet eder hale gelen siyasetçiler de var. Yani, şartlar hiç eşit değil…