"Seçilmiş bir yalnızlık insanın sahip olabileceği en büyük lükstür.''
Charles Bukowski
Tam iki senedir bir hastalığın pençesinde dünya. Felaketin ve yeni dönemin başlangıcı oldu bu. Her gün, her şey daha kötüye gidiyor. En önemlisi insanlık yok oluyor...
Bir gün elbette Corona bitecek ama fırtına kendisinden sonra pek çok yıkıntı bırakır. Sil baştan başlarsın her şeye. Muhtemelen bizi de bekleyen budur. Ama yanımıza insanlığımızı almazsak bunun bir anlamı olmaz.
Pandemi aslında beraberinde çok ders getirdi. Bazen gördük, bazen görmezden geldik ya da hiç oralı olmadık. Evet, oralı olmadık, olamadık, olamıyoruz da!
Siyasi partiler bize en çok neyi öğretti dersiniz? Ben adil bir şekilde konuşan kimseyi görmüyorum nedense. Ne iyi işler değer görüyor, ne de kötü şeyler cezasını buluyor. Büyük bir boşluğa düşüyor her şey ve orada kaybolup gidiyor. Balık hafızalı olduk, maymun iştahlı da.
Ders alamıyoruz ama iyi ders verdiğimiz olmuştur. Günümüzde herkesin öğretmen kesildiğini düşünürsek bu durumda öğrenci kalmamış oluyor.
Tüm gösteriş severler hayatı bir show olarak görüyor elbette. Bir yerlerde bir Uygur zulüm görüyor, ona ne? Bir yerlerde açlıktan nice insan ölüyor, ona ne? Ve biz bu showmanlerin arasında yaşamaya mahkumuz. Evet, mahkum!