Ortadoğudaki sürekli belirsizlik, yıllardır süren Suriye krizi, Suriye kaynaklı Rusya krizi turizm bölgelerini ve özelikle Rus turist ağırlıklı çalışan Alanya ve Antalya bölgesini ciddi etkileyecek görünüyor. 
Bu etki ve belirsizlik ortamı Alanya'da da turistik işletmeleri, otelleri bir takım tedbirler almaya yöneltecektir. 
Bu açıdan ilk akla gelen önlem, işçi azaltımı, işçi çıkartılması, yaz sezonunda daha az işçi ile çalışılması gibi tedbirlerdir.
Önceki sezon sonları ve başlarında uygulandığı gibi yine kışın işçi azaltmalar ve yeni sezon başında çağrı üzerine işe davet etmeler olacak fakat sezon başında esaslı olarak işten çıkartılanlar daha net ortaya çıkacaktır.
Ortaya çıkan kriz ve krizin devamı işçi azaltımlarında, işten çıkarmalarda yasal bir zemin oluşturacak mıdır bunu zamanla anlayacağız.
Bu süreç itibari ile işçilerin sorunları ile ilgili birkaç küçük noktaya değinmeyi yararlı gördük. 
Başlangıç bölümünde de bahsettiğimiz gibi bölgeden ve krizlerden kaynaklanan gelişmeler işten ve işyerinden kaynaklanan sorunlar olarak bu kez daha yoğun biçimde, turizm sezonunun sona erdiği Ekim ve Kasım aylarında işçiler hakkında pek çok işveren karar alma sürecine girmektedir. 
Rus krizi başlamadan sezon sona ermekle sorun tam olarak ortaya çıkmamıştır.
Fakat mevcut krizden kaynaklanan kaygı bu tedbirlerin devam edeceği yönünde bir algıyı beraberinde getirmektedir. 
Bu gelişmeler ve işverenlerin tutumu işçiler tarafından daha büyük bir kaygı ile izlenmektedir. 
İşverenler her turizm sezonu sonunda  bir kısım işçilerini tamamen işten çıkarma yönünde karar almakta, bir kısmına gelecek sezon başında işe başlayacağını ve kendisini çağrı yapılacağını sözlü veya yazılı olarak bildirerek işçinin işine ara vermektedirler. 
Peki bu işçilerin seçiminde objektif davranıyorlar mı? 
Objektif davranmak mümkün mü?  
Bu konuda karar alma süreçlerinde pek çok etkenin bulunduğunu gözetmek gerekir, işçinin işyerindeki verimliliği, gelecekte kendisine ihtiyaç olup olmadığı, vazgeçilmesi güç bir işçi mi, işverenin kendisinin karar verdiği işçiler, işletme müdürünün veya üst düzey yöneticileri tarafından haklarında çıkarma kararı verilenler gibi pek çok etken işten çıkarmalarda etkilidir.
Çağrı üzerine sezon başlangıcı işe yeniden çağrılacakları kendilerine sözlü olarak bildirilenler veya yazılı olarak bildirilenler yeni sezonu beklemeye koyulurlar fakat sezon başı çağrı gelmezse durumları ne olacaktır? 
İşten ne zaman çıkartılmış sayılacaklardır? 
İşçilik hak ve alacakları ne olacaktır.  
Umutla çağrılacağını bekleyen işçi sezon başı işe çağrılmamışsa artık işveren işçisini işten çıkartmış demektir. 
İşçinin yapacağı, yasanın kendisine tanıdığı  işçilik hak ve alacakları için dava açmak olacaktır.  
İşçi bu durumda alamadığı tüm hak ve alacaklarını işverenden talep edecektir. 
İşçi lehine yorum ilkesi gereği hak ve alacaklarını tam ve eksiksiz olarak elde edecektir yargı kararıyla. 
Çağrı yapılmayan ve haksız olarak işten çıkartılan işçiler kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, varsa fazla çalışma ücreti, hafta sonu tatili ücreti, dini ve milli bayram ücretleri gibi hak ve alacaklarını isteyebilirler. 
Sezonluk çalışma nedeniyle alamayacakları tek ücret yıllık izin ücretidir.
Sezon bitimi işyerinde kalmasına karar verilenler genellikle işyerinde olmazsa olmaz nitelikte işçilerdir.
Örneğin üst düzey çalışanlar, müdürler, muhasabe, bekçi, teknik serviste çalışanların bir kısmı gibi.
Önceki yıllarda sürekli olarak çağrı üzerine işe başlayanlar dışında sürekli çalışanlardan bir kısmının da sezon sonu işten çıkarılması ve sezon başı işe yeniden çağrılacağı ifade edilirse işten çıkarma sayılır mı? 
Çalışma şartlarında esaslı değişiklik kabul edilir mi?
İşçi kabul etmezse hakları nedir? 
İşçi hakkındaki çıkarma kararının objektif olarak verilmesi, çıkarmada işin ve işyerin gerekleri ne uygunluk halinde  işverenin haklılığı sözkonusu olabilir. 
Fakat öncelikli olarak çıkarılabilecekler varsa onlar çıkarılacakken hak etmeyenin çıkarılması işten çıkarmanın haksız olduğunu gösterir.
Bu sebeple yasal haklarını takip edip isteyebilirler. 
2016 yılı sezon başlangıcında krizin işçilere etkisi tam olarak ortaya çıkacaktır. 
İşe çağrılan işçilerin sayısı ve ücretlerdeki değişiklikler bunun göstergesi olacaktır.
İşten çıkarılan, istifa etmiş gibi istifa dilekçesi alınan, işçilik hak ve alacakları ödenmemekle haklı olarak iş sözleşmesini sona erdiren işçiler işçilik hak ve alacaklarını “çalıştıkları süre içinde kendi aleyhine sonuç doğuracak" bir belge, bordro, çalışma çizelgesi, ücret belgesi vb imzalamamışlarsa alabilirler!

İşçi hak ve alacakları ile ilgili sorunlar turistik işyerlerinin ve özellikle otellerin artması ile Alanya’da da yoğunluk arzetmiştir son yıllarda.
Bu nedenle işverenler, işçiler genellikle işçi sorunlarına ilişkin genel bilgiye sahiptirler.
Fakat hukuktaki gelişmeler, işyerlerinin kendi özellikleri, işçinin bireysel özellik ve yetenekleri gibi pek çok etken davalarda farklılıklara neden olmakta ve farklı sonuçların, farklı hak ve alacakların doğmasına yol açmaktadır. 
Hiçbir dava  birbirinin aynısı olamaz, işyeri ve çalışma şartları, işyerlerinde farklılıklar tazminat ve alacaklarda da  miktar farklılıklarına yol açabilir. 
Her kesimde olduğu gibi işçilerin de işe başlarken, işin devamı, sona ermesi ve sona ermeye bağlı sonuçlar, işçilik hak ve alacakları bakımından mutlaka hukuki yardım ve danışmanlık hizmeti almaları kendileri için iyi olacaktır.
Zira sezon başında ciddi işçi problemlerinin ortaya çıkacağı ve hukuki ihtilafların artacağını tahmin etmek güç olmasa gerekir.
*Mart kapıdan baktırıp postacı gözletmesin işçilere!