“Önsöz olarak”
Bize bişey olmaz derken 1999 yılında 17.000 insanımızı kaybettikten sonra üzerinde biraz düşündük ve uyuduğumuz binaların gerçekten çürük olduğunu anladık, hatta bina dahi olmadıklarını fark ettik geç de olsa.Tüm bunlara rağmen yasal düzenlemelerini yıllar sonra yapabildik.Kanunun uygulaması daha çok inşaat sektörüne katkı yapmak doğrultusunda gelişse de güvenle uyunabilecek yapıların artması huzurumuza da katkı sağlayacaktır.
Kentsel dönüşüm son derece iddialı bir slogandır ,gereklerini yerine getirmek de son derece zordur. Merkezi idarenin ,yerel yönetimlerin ve elbette mal sahiplerin ve yörede yaşayan halkın ciddi katılım ve desteğine ihtiyaç gösterir. Uygulamada gördüğümüz kadarı ile zaten kentler dönüşmemekte sadece binaların yenilendiği gözlenmektedir.Oysa köyden kente ,kentten kente göçün durmadan sürmekte olduğu günümüzde insan onuruna uygun, yaşanılır kentler meydana getirme mecburiyetimiz vardır.Bu amacı gerçekleştirecek idare ve iradeyi göstermek zorundayız . İdare ve halk olarak geçmiş alışkanlıklarımızı (huylarımızı) bir kenara bırakmalıyız. Hepimiz için, çocuklarımız için gelecek nesiller için güzel ,yaşanılır kentler, mahalleler ortaya çıkarmak durumundayız.
İnşaat ruhsatsız,iskan ruhsatsız binaların mevcudiyeti, ilaveten imar afları ile yasal bina gömleği giydirilmiş, inşaat ruhsatsız ve iskan ruhsatsız ve fakat ruhsatlıymış gibi görünen binalar,imar mevzuatına uymadan bina yapma ısrarımız, hep bir kat fazla yapma hırsımız, zeminde yayılmacı tutumumuz ,geçmişten bu yana mevcut olan gecekondu sorunumuz sokaksız,parksız,soysal alansız, yeşilsiz,ağaçsız,çocuklar için oyun alansız ,yürüyüş mekansız alanlar ortaya çıkarmış nefes alınamayan mahalleler oluşmasına neden olmuştur cezaevini dışarıda yaşatan. Çocuklarımız evlerde birer karga yavrusu gibi yaşamışlar ve yaşamaktadırlar hala.
O halde ne yapmalı da ait olmakla mutlu olduğumuzu hissedeceğimiz ve “ben o mahalledenim” diyebileceğimiz kentler ortaya çıkarabilelim.
Gerçekten de kentleri dönüştürmeliyiz. Alanya özelinde gecikmeksizin derhal yeni bir imar planı yapmakla başlanmalıdır işe. Kent hayatında 30-50 seneler hiçbirşeydir. Alanya bu hale 30 senede geldi.Bir 30 sene sonra dönüşmüş, Alanya’nın kendine has özelliklerini taşıyan ,huzurlu bir kentte yaşayabiliriz. Zor değil bu hayal. Gözlerinizi kapatıp bir düşünün bir an için.35 seneden daha öncesini bilenler , o günleri yaşayanlar ne demek istediğimi çok iyi anlarlar.
Kentsel dönüşüm ve yenilenme ile ilgili Belediye Kanunu md 73 ve deprem kaygısı ile çıkartılmış 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uygulamada esas alınacak temel mevzuattır. Kültürel ve tarihi taşınmaz varlıkları ve rezerv yapı ile ilgili mevzuat olmakla birlikte yazımızın konusunu sadece riskli yapı ve riskli alanlara ilişkin düzenlemeler oluşturmaktadır.
Ülkemizdeki riskli yapıların tam sayısını bilmek mümkün olmasa da 8.000.000 civarinda yenilenmesi gereken yapı olduğundan bahsedilmektedir. Bu ürkütücü rakamlar binaların gecikmeksizin yenilenmesini gerektirmektedir. O nedenle kentsel dönüşümün yukarıda açıklanan ruhuna ve amacına aykırı olarak inşaat sektörünün gerekleri ve müteahhitlerin baskısı ile daha çok kolay yol olan riskli binaların yenilenmesi tercih edilmektedir. Kentler yine aynı kent, mahalle aynı mahalle, sokak aynı sokak… Uygulamaya ilişkin eleştiriler sayfalarca yapılabilir. Bu nedenle yazının konusu olan “kentsel dönüşüm” sürecini açıklamaya başlamak doğru olacaktır.
“Riskli yapı tespit süreci”
RİSKLİ YAPI NEDİR ?
“Ekonomik ömrünü tamamlamış,yıkılma veya hasar görme riski taşıdığı ilmi ve teknik verilere dayalı olarak tespit edilen yapı.”
RİSKLİ YAPI TESPİTİNİ KİMLER İSTEYEBİLİR?
Bağımsız bölüm malikleri, üzerinde bina bulunan arsanın/arazinin malikleri, hissedarları, bina başkasına aitse bina sahibi ve elbette Çevre ve Şehircilik Bakanlığı riskli yapı tespiti için başvuruda bulunabilir.
RİSKLİ YAPI TESPİT BAŞVURUSU NERELERE YAPILABİLİR?
-Çevre ve Şehircilik il Müdürlüklerine,
-Büyükşehir ve ilçe Belediyelerine,
-Yetkili Üniversitelere,
-Yetkili Yapı Denetim Kuruluşlarına,
-Bakanlıktan lisans almış Özel firmalara riskli yapı tespit müracaatı yapılabilir.
RİSKLİ YAPI TESPİT MASRAFLARINI KİMLER ÖDEYECEKTİR?
Riskli yapının tespitini isteyen malik ödeyecektir. Riskli yapı olduğunun anlaşılması ve yenilenme halinde tüm maliklerin katılması gerektiğini düşünüyorum.
BAŞVURU İÇİN GEREKLİ BELGELER
Başvuru yapan kişiye ait tapu belgesi ve kimlik belgesinin fotokopisi yeterlidir.
RİSK NASIL TESPİT EDİLİR?
Kritik kattan örnek alınarak tespit yapılacaktır.8 kattan daha yüksek binalar için Deprem yönetmeliğindeki hükümler esas alınacaktır. Beton cinsi,malzeme….
Elbetteki kullanılmakta olan binalar için risk tespiti yapılacaktır. Kentsel dönüşümün mali avantajları insan yaşamı için düşünülmüştür!
Risk tespitine ilişkin rapor –on gün içinde-Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bildirilir. Eksiklik yok ise –on gün içerisinde- Tapu Sicil Müdürlüğü’ne bildirim yapılır ve “Riskli Yapı Şerhi” tapu kütüğüne işlenir. Durum maliklere ve ilgililere bildirilir.
Riskli Yapı Şerhi tapu işlemleri yapmaya engel değildir.
RİSKLİ YAPI TESPİTİNE İTİRAZ EDİLEBİLİR Mİ?
Tapu Sicil Müdürlüğü Riski tapı tespit raporu kendisine tebliğ edilen malik(ilgili) “15 gün” içerisinde “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne” itiraz edebilir. Kentsel dönüşüm birimi olan belediyelere de itiraz dilekçesi verilebilmektedir.
Bakanlık tarafından oluşturulan teknik heyet itirazları inceler.Heyet deprem yönetmeliklerindeki yapı standardına göre inceleme yapar. Bu durumda 2000 yılından önce yapılan binalar bu standarda zaten uymayacaktır.Riskli yapı sınıfına girecektir. Deprem yönetmelikleri ve mevzuatı ciddi olarak 2000 yılından sonra ele alınmış ,beton ve malzeme standardı deprem tehlikesine göre düzenlenmiştir.
İtiraz nedeni ile yapılan teknik inceleme sonucunda yapının riskli olmadığı anlaşılırsa tapu sicilindeki riskli yapı şerhi kaldırılır. Yapının riskli olması halinde itiraz reddedilir.
RİSKLİ YAPI TESPİT RAPORUNA DAVA AÇILABİLİR Mİ?
İdarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabi olmakla elbette Riskli Yapı Tespitine ilişkin rapor ile red kararı da yargı denetimine tabidir.İtiraz sonucunun tebliğinden itibaren “otuz gün içerisinde” riskli yapı tespitine ilişkin raporun iptali istenmelidir. Mahkemece yürütmeyi dururma kararı verilmediği takdirde dava dönüşüm sürecini durdurmaz. Yürütmeyi durdurma kararı mevcut değilse ve/veya dava sonunda iptal talebi reddedilmişse binanın yıkım ve tahliye işlemlerine geçilecektir. Kentsel dönüşüm süreçleri gecikmeleri önleyecek biçimde düzenlenmiştir. Bu nedenle her türlü süre olağan halden daha kısadır dava açma süreleri dahil. Bu nedenle kentsel dönüşüm süreçleri iyi düşünülerek ,doğru kararlar alınarak yönetilecek hata kaldırmayan bir yolculuktur. Bu yolculukta ciddi danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duyulacaktır. Hiçbir aşaması ihmal edilemeyecek kadar önemlidir. Dikkatli olunmalıdır!
Bir sonraki yazımız “yıkım ve tahliye süreçleri”ne ilişkin olacaktır.