“İnsan ne olmak ister? Hiç kepçe olmak ister mi? Şu an olsam keşke tek tek enkazların üzerini açsam…” diyor Haluk Levent.
“Keşke kepçe olsam”, “Battaniye olsam”, “Ekmek olsam” “Çadır olsam”… birçok cümle geçiyor hepimizin içinden… Afet bölgesinde olmayanlar olarak acı, keder, üzüntü, kaygı, öfke gibi birçok duyguya ek olarak yoğun bir şekilde çaresizlik ve suçluluk hissediyoruz. İnsanın insana ihtiyaç olduğu, yurt olduğu zamanlar bu zamanlar… Afet bölgesindekilere yalnız olmadıklarını hissettirelim. Onlara çaresizliği ve öfkeyi değil onların ihtiyaçlarına verelim bakış açımızı… Biliyorum kolay değil ama özellikle de çaresizlik ve suçluluk (Benim başımı soktuğum sıcak bir çatım var, kış gününde sıcak yemeğim, sıcak yatağım vb) duygularına çok fazla kapılmadan, beden ve ruh sağlığımızı korumaya çalışmamız şu an için çok önemli. Yasımızı yaşarken bir taraftan da etkilenen, sarsılan ve örseleneni sarmak için beden ve ruh sağlığımızı korumaya yönelik çaba sarf etmemiz bencillik değil yetişkin bireyler olarak şu an öncelikli sorumluluğumuzdur.
Şu an uzakta olanlar olarak, neyi yapabiliyorsak onu yapmaya çalışalım. Zor şartlarda olanların sesi olalım, doğru bilgi paylaşımına katkı sağlayalım, kayıp yaşayanlarımızın yanında olalım, yasımızı birlikte tutalım, yaşlılarımızı çocuklarımızı, bipolar- depresyon -anksiyete bozukluğu, kalp- yüksek tansiyonu olan yakınlarımızı ve çevremizdekileri ikincil travmadan koruyalım. Kendi kişisel ve mesleki yeterliklerimizi bu süreçte kullanabileceğimiz yetkili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde olalım. Az – çok demeden, saymadan – ölçmeden ne yapabiliyorsak yapalım… Sosyal medya üzerinden sağlıklı bilgi akışını sağlamak bu süreçte kesinlikle etkisine baktığımızda en anlamlı davranış olacaktır. Çaresizliği ve öfkeyi tetikleyici ya da komplo teorileri üretmeden, oluşan acıya destek olacak gerçekçi çözümler sunalım. Orada yalnız olmadıklarını hissettiren destek paylaşımları yapalım.
Afetler karşısında insan çaresizdir. Çaresizlik karşısında oluşan öfke doğal bir tepkidir. Birçok hasar, kayıp yaşanırken bunu öfke ve çaresizlikle değil, sağduyulu yaklaşarak saracağız. Hep beraber toparlanmamız aylarımızı, yıllarımızı alacak belki de. Mümkün olduğunca bedenen ve psikolojik olarak sağlıklı kalmaya çalışarak bu toparlanma sürecinde birbirimize destek olabiliriz. Şu an afet bölgelerinde olamasak da her birimizin maddi ve manevi iyileşme sürecinde destek sunacağımız zamanlar mutlaka olacak, bu süreç için kendimizi hazır tutmalıyız.
Erik Erikson’un dediği gibi; “Birbirine bağlılık olmadan hayat hiçbir anlam ifade etmez. Birbirimize ihtiyacımız var ve bunu ne kadar çabuk öğrenirsek, hepimiz için o kadar iyi…”