İlet - İşim. Dilbilgisi kurallarını yıkan bir heceleme. Yalnız ne zaman konu üzerine kafa yorsam bu ayrım geliyor aklıma. Doğruluk payı yok değil. İletmek işimiz ve işimizin hakkını veriyorsak güzel iletişimimiz. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren çevremize mesaj veriyoruz. Bu andan itibaren başlıyor iletişim dedikleri. Bize böylesine yakın olan, aklımızı kalbimizi kuşatan, sadece sesimizle/soluğumuzla değil hareketlerimizle de var olan iletişime biz yeteri kadar yatırım yapabiliyor muyuz? Bu sorunun cevabını ararken; mesaj, kodlama, geri bildirim gibi bir sürü literatür kavramlarından bahsetmek istemiyorum. Merak edenler arama motorundan bakabilir. Ben bu yazıda kalplere, evlerin içine, ofis odalarına, okullara misafir olmak istiyorum. İletişimi uzun bir merdivenin ardındaki kapı olarak düşünelim. Kapıya giden yoldaki ilk basamak niyettir. Yani yapacağınız eylemle ilgili kalbinizden geçenler. Eğer ki bu bölüme olumsuz düşünceler, ön yargı, değersizlik vb ile başlarsanız temeli yanlış atılmış inşaat gibi en ufak sarsıntıda yerle yeksan olursunuz. İkinci basamak anlayışlı olmak. Herkesin hayatta bir mücadelesi var. Ki bu mücadelelerin bazıları çok çetin olabiliyor. İşte bu yüzden bize düşen görev birbirimize anlayışla yaklaşabilmektir. Herhangi bir tepkide bulunmadan önce karşımızdaki kişinin de yaşantısını göz önünde bulundurmak ve buna uygun nitelikte davranabilmektir. Üçüncü basamak açık ve net olmak. İletişimde açık olmak niyetimizi ortaya çıkaracak, karşımızdaki kişinin bizi daha rahat anlamasını sağlayacaktır. Net olmak ise hayata dair bir duruş sergilememizi ve diğerlerinin bize nasıl davranması gerektiği ile ilgili bilgi verecektir. Hikaye; Eşinizle çocuk bakımı konusunda problem yaşıyorsunuz. Sürekli onun yanlışını bulma yönünde bir bakış açınız söz konusuysa yani niyetiniz bozulmuşsa doğal olarak söylediği her cümleye ön yargılı bakarsınız. Örneğin; "çok kuralcısın" cümlesini "senin gibi saldım çayıra mevlam kayıra yapmıyorum" diyerek savuşturursunuz. Oysa niyetiniz anlayışla birleşse "hangi konularda kuralcı olduğumu düşünüyorsun, örnek verir misin" cevabını verirdiniz. İlk cümle bizi bir tartışmanın içine iterken ikinci cümlede çözüme doğru adım atmış oluruz. İlet – İşim kuralları yıkan bir ayrım olsa da doğru bakış açısı kazanmanın sağlam formülü.