Filistin’de yaşanan insanlık dramları, bombalanan hastaneler, katledilen binlerce bebek, çocuk, vurulan on binlerce sivil sebebiyle kamuoyunda haklı bir tepki var. ‘Bir süreliğine, İsrail malı popüler gıda, kahve, fast food, kozmetik, temizlik ürünleri ve atıştırmalık vs'den uzak duralım’ konulu boykot çağrılarına karşı; daima temiz ve sağlıklı bir yaşamı esas almayı, bunu bir yaşam tarzına dönüştürmeyi, boş, gereksiz, faydası olmayan, zararlı olma ihtimali yüksek alışkanlıklardan uzak durmayı, insanca, hakça, israftan, sağlığa zararlı içeriklerden ve zarar şüphesi olan ürünlerden uzak sade ve doğal bir hayat sürmeyi önemsiyorum ve benimsiyorum. Sürekli olarak, her alanda yerli ürün alımını destekliyorum. Aksi takdirde boykot zamanları dışında kimlere özenerek yaşadığımız ve bu yaşamla kimleri zengin ettiğimiz aşikardır.
Aşırı işlenmiş gıdalar, uluslararası gıda kartellerinin dünyaya yaptığı ciddi bir kötülüktür. Bu gıdaların sağlık yönünden muhtemel riskleri bilinmektedir. Kronik hastalıkların ve en sık ölüm sebeplerinin neredeyse hepsinin artışında aşırı işlenmiş, yani doğal yapısından uzaklaşmış, birçok kimyasal madde eklenmiş ve çeşitli işlemlerden geçirilmiş ürünlerin rolü bulunmaktadır. Bütün bunlar makale ve kitaplarda yazılı bilimsel sonuçlardır.
Sağlığımızı korumak istiyorsak; öncelikle ne yediğimizi bilmeliyiz. İçinde onlarca kimyasal katkı maddesi içeren işlenmiş ve paketli gıdaların içeriğine ve muhtemel risklerine hâkim olmak çoğu insan için zordur. Bu durumda sağlıklı kalmaları da zordur. İşlenmiş ürünlerdeki tek kaygı katkı maddeleri değildir. Doğal bir gıda asli yapısından uzaklaştıkça ve çeşitli işlemlere maruz kaldıkça; trans yağ ve akrilamid gibi kanserojen madde oluşumları, kepek gibi faydalı lif kısımlarının kaybı, kan şekerini yükseltme hızının artması ve benzeri onlarca hastalık oluşturucu korkunç risk beraberinde ortaya çıkabilir.
Aslında sadece gıda ürünleri için değil; kozmetik, temizlik ürünleri, giyim ve benzeri konularda doğal olmayan içerikli, cildimizle, bedenimizle temas eden ürünlerin zarar verme ihtimalleri bulunmaktadır.
Gerek gıda gerekse giyim, temizlik, kozmetik ve kişisel bakım ürünleri seçimimizde bildiğimiz, içeriği belli olan, doğal yapılı, yerli ürünleri tercih etmek sağlığımız için daha doğru olacaktır. Gıdalarda doğal yapılı, taze, mevsiminde sebze, meyve, süt, peynir, yoğurt, yumurta, balık, tavuk ve kuruyemiş benzeri ürünleri, tam buğday ekmeğini, yağlardan başta zeytinyağı ve tereyağı olmak üzere doğal yağları dengeli ve yeterli miktarda tüketmeliyiz. Kumaş tercihimiz yünlü, pamuklu ve keten benzeri katkısız ürünlerden, kişisel bakım ürünleri tercihimiz katkısız zeytinyağlı sabunlar ve doğal kremlerden yana olmalıdır.
Sağlıklı bir yaşam tarzı ile hastalıklardan korunmamız mümkün olabilir. Satın aldığımız ürünleri ve gıdaları bu gözle değerlendirip tercihlerimizi kalıcı olarak düzeltmek dileğiyle.
Filistin'deki mazlumların durumu için çaresizlik hissine kapılmayalım. Aslında yapabileceğimiz çok şey var. Gücümüz nispetinde yardım gönderebiliriz. Kalpten dua edebiliriz. Yardım eden kuruluşların faaliyetlerinde gönüllü çalışabiliriz. Daima yerli malı, içeriğini ve firmasını bildiğimiz ürünleri tercih edebiliriz. Böylelikle hem zalimlere destek olmaz hem de milli ekonomimizi güçlendiririz. İşimizi en iyi şekilde yapıp, alanımızda en iyi olmak için çalışırız. Söylediklerimizin tesiri olur. Kamuoyu oluşturmak için çalışırız. Zulmü dünya ile paylaşırız. Önce elimizden gelen her türlü gayreti gösterir sonra dua ederiz. Çare sizsiniz. Çare biziz. Hepimiz elimizden geleni yapınca çare Allah'tan gelecektir.