Evde, okulda, işte, trafikte, alışverişte kısaca her yerde “stres” kavramı. Kurtulamayacağımız ve ortadan kaldıramayacağımız bir gerçek sonuçta. Peki, ama nedir bu stres, neden oluşur, başa çıkmak için ne yapmalı?
Stres kelime kökeni bakımından baskılamak, basınç, zorlamak, önem vermek (evet evet yanlış okumadınız önem vermek), yüklemek anlamlarına gelmektedir. Genel anlamda ise organizmanın ruhsal olarak zorlanması sonucunda ortaya çıkan bedensel, zihinsel, davranışsal, psikolojik rahatsızlıklarla kendini gösteren bir durumdur.
Hangi Belirtilerle Kendini Gösterir?
Strese maruz kalan kişide; kas gerginlikleri, kalp atım sayısında artış, dikkat azalması, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, algılamada güçlük, takıntılı düşünce, karamsarlık, huzursuzluk, gerginlik, çöküntü, öfke hali gibi belirtiler gözlemlenir.
Stresin Oluşumuna Farklı Bir Bakış
Günümüz dünyasına baktığımızda hemen hemen herkes bir koşturmacanın içerisinde ayların yılların kovalamacasını fark etmemektedir. Tüketim toplumu olmaya başladığımızdan beri insan ilişkilerimiz zayıflayarak mekanik hale gelmiştir. Özellikle teknolojinin bu denli dünyamıza girmesiyle (tek tuşla ayağımıza her şey gelmesi) iletişim kanallarımız kapanarak bizi insan ilişkilerine yabancılaştırmaktadır. Doğal olarak birbirimizden uzaklaşarak toplulukçu kültürden bireyci kültüre geçiş yaşamaktayız. Bu durumla altından kalkmakta zorlanacağımız işlemlerle tek başımıza mücadele etmek zorunda bırakılmış oluyoruz.
Oysaki gani kültüre baktığımızda tüketimden çok üretim üzerine odaklanılma hatta üreterek tüketme söz konusuydu. Bu sayede insanlar birbirleriyle diyalog içerisinde kalarak “imece usulü” dediğimiz yardım mekanizmasını rahatlıkla çalıştırabilmekteydi.
Yine beklentilerimizi, ideallerimizi, isteklerimizi düşündüğümüzde geleneksel kültürde insanlar “karnın tok, sırtın pek” deyiminden de anlaşılacağı üzere hayatın gayesini fizyolojik ihtiyaçlar üzerinden gerçekleştiriyordu. Günümüz dünyasında ise fizyolojik ihtiyaçların yanında sosyal yaşam, akademik başarı, popülerlik gibi konular da ulaşılmak istenen hedef noktasında yerini almaktadır. “Evim- arabam olmalı hatta ikincileri üçüncüleri olmalı, Çocuğum en iyi üniversiteyi kazanmalı, Yollar benim olmalı (trafik), Gardıroba sığmayacak kadar kıyafetim olmalı, düğünüm en güzel mekanda olmalı…. diye uzayıp giden bir liste var önümüzde. Hatta fark ettiyseniz -maalesef- bencil bir liste var önümüzde. Bu durum insanın fıtratını çelişkiye sokup zorlanmasına sebep olarak “stres” oluşumunu sağlamaktadır.
Ne Yapmalıyız?
İlk olarak bizi strese sokan nedenleri araştırmalı yaşantımıza yüklediğimiz hedefleri öncelik sırasına koyarak bizi yoran enerjimizi tüketen faaliyetleri parçalara bölerek gerçekleştirmeye çalışmalıyız. Örneğin ev hanımları temizlik yapmakla ilgili dip bucak kavramını kullanır. Bu kıyıda köşede ne varsa el atmak anlamına gelmektedir. Günün sonunda büyük ihtimalle yorgunluktan bitap düşmüş eşine ve çocuğuna ilgi gösterecek gücü kalmamış gergin bir anne modeliyle karşı karşıya kalırız. Ki böyle akşamlarda ev ahalisi bir araya geldiğinde ufaktan çatışmalı durumlar da kendini gösterebilmektedir. Ne kadar tanıdık geldi değil mi? İşte işlemlerimizi parçalara bölmek bu anlamda çok önemli bir yere sahip.
Kişisel zaman ayırma
Gün içindeki çabalarınıza bakın. Ev, okul, iş üçgeni etrafında dönmektedir. Oysa bir gün içerisinde kendinize ayıracağınız 1 saat hem ayrıcalıklı hissetmenizi sağlar hem de günü değerlendirmenize olanak tanır. Sahil bandında yürümek, kahvenizle balkon keyfi yapmak, kitap okumak, hobilerinizle ilgilenmek vs gibi faaliyetler bunların arasında olabilir.
İyilik yapmak
“İyilik yapma” nın insana mutluluk sağladığı biz psikologların üzerinde hem fikir olduğu bir konudur. Bunun için en yakınlarınız olan ailenizden, komşunuzdan, okul – iş arkadaşınızdan başlangıç yapabilirsiniz. Hatta illa maddi anlamda olması gerekmez, bazen bir çocukla oyun oynamak, bir teyzenin gözlerinin içine bakarak gülümsemek ona verebileceğiniz en büyük hediye olabilir.
Nefes – Gevşeme Teknikleri
Gün içerisinde almış olduğumuz nefes yaşamda kalmak için yaptığımız bir eylem niteliğindedir. Yani kaliteli değildir. Oysa nefes çalışmasını doğru gerçekleştiren birey kas sistemini rahatlatarak günün yorgunluğunu ve stresini geride bırakır. Doğru nefes üç adımdan oluşur;
* Burundan yavaş yavaş nefes alınır. Özellikle karın bölgesi yani diyaframın kullanılması sağlanır.
*Alınan nefes 2-4 saniye kadar içerde tutulur.
* Yavaş yavaş nefes verilir.
Gevşeme Egzersizi
Nefes çalışması sonucunda kontrol altına aldığınız kas sisteminiz kademeli gevşeme egzersiziyle daha da rahatlayacaktır. Baş bölgesinden başlayıp ayakuçlarında sonlanan gevşeme egzersizi üç adımdan oluşur;
* Vücuttaki herhangi bir bölge gerginleştirilir.
* 5 saniye kadar gergin kalınır.
*Gergin olan bölge yavaş yavaş serbest bırakılır.
Uzman Yardımı Almak
Bazen yaşadıklarımız karşısında savunma mekanizmamız, problemlerle baş etme becerilerimiz yok olabilir. Kendimizi tükenmiş, mutsuz ve ümitsiz hissedebiliriz. Bu durumda vakit kaybetmeden psikolog, psikitarist gibi uzmanlardan destek almamız gerekmektedir