Kurban Bayramı sonrasında bu soru çoklarımıza anlamsız gelmiş olabilir. Et yenmez mi diyenler olduğu gibi asla et yemem diyenler de olabilir. Peki bilimsel açıdan et yenmeli mi? Bu sorunun cevabını konuşalım.
Et iyi bir protein kaynağıdır. Ayrıca türüne göre doğal yağ içeriği de mevcuttur. Yani hem kaliteli protein hem de doğal yağ içeriğiyle üç ana besin öğesi olan protein, yağ ve karbonhidratların ikisini karşılamaktadır. Hücre, doku ve organlarımızın yapısal bileşenleri de ağırlıklı olarak bu üç besin öğesinden meydana gelmektedir. Bu sebeple sağlıklı beslenmenin en önemli prensiplerinden bir tanesi doğal ve dengeli beslenmektir. Doğal beslenmeden kastımız, alınan gıdanın içeriğinin temiz, katkısız, üretiminin şeffaf ve denetlenebilir olması, dengeli beslenmeden kastımız ise katı kısıtlamalara gitmeden tüm besin öğelerini yeterince alacak bir beslenme biçiminin benimsenmesidir.
Doğal beslenen yani yaylım ile yetişen bir hayvanın eti yapay yemle beslenen bir hayvanın etinden daha sağlıklı olabilir. Ayrıca hareket eden ve açık havada vakit geçiren bir hayvanın eti de kapalı ortamda hareketsiz kalan ve açık havaya çıkmayan bir hayvanın etinden sağlıklı olacaktır. Hayvansal gıdalarda, hayvanın yetiştirilme biçimi, beslenmesi, tükettiği yemler, barınma ortamı, sağlık kontrolleri gibi faktörler, hayvandan elde edilen gıdaların sağlıklı olmasını belirleyecektir. Ayrıca kesim ve hazırlama usulleri, kullanılan ambalajlar, pişirilme yöntemi gibi birçok faktör vardır. Bizler tüketici olarak bütün bunlara hâkim olamayız. Burada belgeler işin içine girer. Kalite belgeleri, standart belgeleri, koşer, TSE helal gibi belgeler üretim süreçlerini de detaylı inceleyerek gıda ürününe özel bir belge verirler. Gıda ürünlerinin kalite belgeleri, sertifikaları çoğunlukla markadan ziyade ürüne özeldir. Yani bir markanın her ürünü aynı belgeye sahip olmayabilir. Bu sebeple alacağımız gıdalarda tek tek içindekiler kısmını ve sertifikalarını taramalıyız. Detaylı olarak yapacağımız inceleme bize sağlıklı beslenme imkânı sunabilir.
İşlenmiş et ürünlerinde diğer önemli bir risk katılan katkı maddeleridir. Sucuk, salam, sosis vb işlenmiş et ürünlerine katılabilen nitrit-nitratlar sürekli yüksek maruziyet durumunda mide kanseri riskini %21 oranında arttırabilirler. Bu açıdan oldukça risklidirler. Alternatif olarak koruyucu nitrit-nitrat içermeden yapılacak üretimde işlenmiş et ürünleri soğuk zincirle dondurulmuş olarak sofraya kadar ulaştırılabilir. Böylelikle nitrit-nitratlar sürekli yüksek maruziyet durumunda yol açabileceği mide kanseri riski ortadan kaldırılmış olur. Ayrıca karmin gibi yemeyi asla istemeyeceğimiz kaynaklardan elde edilen doğal boyalar et ürünlerini renklendirmede kullanılabilir. Bu sebeple et ürünlerini mümkün olduğu kadar işlenmeden alıp tüketmeliyiz.
Et ürünleri tüketiminde dikkat edilecek birçok husus bulunmakla beraber son olarak dengeli ve yeteri kadar olacak şekilde kısıtlı tüketimin gerekliliğini hatırlatalım. Sürekli olarak yüksek miktarda et tüketimi dengesiz bir beslenmenin önünü açacak ve birçok sağlık sorunu oluşturabilecektir. Günlük ortalamada 70 gr et tüketimini aşmamaya çalışalım. Günlük toplamda yaklaşık 3-4 köfte miktarı aşılmamalıdır. Etin dengelenmesi ve faydasının arttırılması için bol sebze ile yenmesi gerektiğini unutmayalım. Günlük en az 400 gr taze sebze-meyve tüketiminin birçok hastalık için koruyucu olduğunu hatırlatalım. Orta boy 3-4 sebze tüketimi beraberinde birçok faydaya ilave olarak etin sindirimine ve yararlanımına katkı sağlayacaktır.
Et yenmeli mi? Doğal, sağlıklı ve temiz olduğu sürece yetecek kadar et yemekte fayda vardır. Böylelikle birçok vitamin açısından da zengin bir kaynak alınmış olur. Ama mutlaka etin beraberinde dengeli bir beslenme benimsenmelidir. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.