2020 ile küs ayrıldık. Umutlar 2021'i gösteriyordu. Çünkü "İnsan" her şeyin en iyisine layıktı...

Meğer 2020 daha başlangıçmış. Korku filminin ilk sahnesi, kötü senaryoların bir parçası. Hastalıklar, felaketler, afetler sıraya dizilmiş, belki de intikam almaya gelmiş.

Dediğim gibi, insan kendini hep üstün gördü. Kimsin sen, ey insan? Bir elma için cennetten kovulan sen değil misin? Nuh zamanında cezaların en büyüğünü çeken sen değil misin?

Akıllanmıyor, ders almıyoruz. Yangın felaketinden sonra sel felaketiyle de sınandı ülkemiz. Can kaybı çok fazla. İnsanlar evinden, barkından oldu. Ülke maddi anlamda çok büyük zararda. Bir yandan SMA hastası yavrular yardım beklemekte. Beterin beteri olmasın artık. Herkes çok yoruldu.

Öte yandan mülteci sorunu. Aklımızla alay edenler var, bizler ne ırkçıyız ne zalim. Dünya üzerinde daha merhametli bir halk varsa lütfen söyleyin. Ama bu kadarı da fazla. Kendi memleketinde çocuğunu ekmek almaya gönderemeyecekse anneler, devletin oturup bunu ciddi ciddi düşünmesi gerek. Kimsenin ülke insanını arka plana atmaya hakkı yok. İyilik evin içinden başlar!

İmar çizen mimarlar, ev yapan müteahhitler, bir sözle herkes mesleğini hakkıyla icra etsin. İşinin ustası olsun, paranın kölesi değil. Fani dünyadan ayrılırken geriye ya dua, ya da beddua kalır. Düşünmekte fayda var.