Orman yangınları, deniz kirliliği, çevreyi kirleten tatil anlayışı ve benzeri durumlar bugünlerde üst üste gündeme geliyor. Bu durumlar insan sağlığını ilgilendirir mi? Bu sorunun sevabı mutlaka evet olacaktır. İnsanın hastalıklarının çoğu; çoklu sebebe bağlı yani multifaktöriyeldir. Çevredeki bozulma ve problemler, hastalıkların tetikleyicisi olacaktır. Ayrıca bazı çevre bozuklukları başlı balına ciddi hastalıklara yol açabilecek niteliktedir. Yeni nesillerin sağlığı için, evlatlarımıza temiz bir dünya bırakabilmemiz için temiz, sağlıklı ve dengeli bir çevre düzenini dert edinmeliyiz. Yanan her ağaç, kirlenen her su kaynağı, atmosfere karışan her olumsuz gaz içeriği evlatlarımızın geleceği için bizi çok ciddi olarak endişelendirmelidir.
Ekosistem denilen denge mükemmelliği tüm dünyaya hakimdir. Suyun muhteşem döngüsü, oksijen gibi gazların döngüsü hep aynı düzende devam etmektedir. İnsanoğlunun olumsuz davranış ve müdahalesi ile meydana gelen afetler, kazalar, olumsuzluklar, kirlenmeler olmasa çok güzel ve eşsiz bir denge daima dünyamıza hakimdir. İnsanoğlunun tamamını itham etmeyelim. Mutlaka çevre konusunda çok duyarlı ve çok çaba gösteren değerli insanlarımız da bulunmaktadır. Bu çabaların amaca ulaşması, çevrenin ve dolayısıyla insan sağlığının korunması için önemli olan, koruma çabalarının kamuoyuna mal olması ve ortak duyarlılık olarak gündeme gelmesidir.
Su kaynaklarını, ormanları, atmosferi, denizleri bitmez, tükenmez, kirlenmez zannetmeyelim. Faydalandığımız ve içinde yaşadığımız çevrenin kıymetini bilmek, korumak ve korunması için duyarlı olmak gerekiyor. Herhangi bir olumsuz durumda, kamuoyu güçlü bir tavır göstermeli, meşru daire ve hukuk çerçevesi içinde, herkesin ortak malı olan çevreye kalıcı zarar verenlere hesap sorulmalıdır.
Oluşan çevre kirlenmeleri ve bozulmalarını telafi etmek de ayrı bir öneme sahiptir. Orman yangınları sonrasında fidan dikimi, deniz kirlenmesi sonrasında deniz temizliğine dönük proje ve çabalar daima gündemimizde olmalıdır.
Mikro plastikler, çevremiz ve sağlığımız için çok büyük bir tehlikedir. Plastik kullanımı arttıkça, plastiğin kalıcı olmaması ve kendiliğinden dönüşmemesi sebebiyle mikro plastik birikimi ve hastalıklara yol açması karşımıza çıkmaktadır. Yeni yapılan ve üst nitelikli bilimsel bir dergide yayınlanan güncel bir araştırma sonuçlarında mikro plastiklerle alakalı olarak; ‘Artan plastik tüketimi, insanların mikroplastiklere maruz kalmasının artmasına neden oluyor. Yüksek konsantrasyon veya yüksek bireysel duyarlılık koşulları altında, mikroplastikler, yüzeylerinin dokularla etkileşime girme potansiyelinden kaynaklanan inflamatuar lezyonlara neden olabilir. Nörodejeneratif hastalıkların, bağışıklık bozukluklarının ve kanserlerin artan insidansı, mikroplastikler de dahil olmak üzere çevresel kirleticilere maruz kalmanın artmasıyla da ilişkili olabilir.’ Deniliyor. Daha açık ifade edersek;
Sinir sistemi ve beyinde yıkıma yol açabilen, doku ve organ yapılarını bozabilen, kanser dahil ciddi hastalıklara yol açabilen plastikleri hayatımızdan çıkarmaya çalışalım. Mümkün olduğu kadar az kullanalım. Plastik çöplerini geri dönüşüm için değerlendirmenin hayati önemini bilelim. Mikro plastiklerin yeterince araştırılması ve aydınlatılması çok önemlidir.
Çevremizin değerini bilelim. Çevremizi koruyarak sağlığımızı da koruyacağımızı bilelim. Çevre felaketleri, afetler, orman yangınları ve seller sonrasında birbirimize destek olarak sosyal sağlığımızı da koruyalım. Bölgemizdeki orman yangınları vesilesiyle toplum olarak başarılı bir dayanışma sınavı verdik. Bundan sonra sıra yaraların sarılması ve tedbirlerin alınmasında. Cümleten çok geçmiş olsun. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.