Günümüz Alanya'sında cenaze evlerinde ikramlardan dolayı yapılan masrafların ölçüsü iyice kaçmaya başladı.
Bir hafta devam eden taziye süreleri, taziye boyunca evde bayanlara, çadırda erkeklere yapılan ikramlar ve cenazenin haftasında yapılan dua ile birlikte verilen yemeğin masrafları düğün masraflarını aratmıyor.
Eskiden taziye çadırlarında başsağlığına gelene çay, su, çikolota ve kolanya ikram edilirdi.
Durumu iyi olan cenaze evlerinde pişi yapılır ve dağıtılır.
Ancak şimdi durumu iyi olmayanlar ve yapacak kimsesi olmayanlar bile 'el ne der' diyerek gerekirse kredi çekip parayla pişi yaptırarak dağıtıyor.
Çadırlarda çay ve suyun dışında çeşitli meyve suları hatta meyve ikram edilmeye başlandı.
'Tesbih çekilecek' diyerek yapılan dua hatimine 20-30 kişi anca katılıyor, yemeğe 300-400 kişi oturuyor.
Yani bir çok insan abdestini bile almadan tesbihe gidiyor ancak duaya oturmadan yemeğini yiyip gidiyor.
Maddi durumu iyi olmayan bir çok aile, 'el ne der' endişesiyle borç para bularak 7 gün evinde ve taziye çadırında pişi, çay, su, tatlı, meyve suyu dağıtıyor, ardından yemek veriyor.
Cenazeler insanların en acılı günleridir.
Anne, babasını veya eşini, çocuğunu kaybeden bir ailenin kaybettiği en değerlisinin acısını yaşayıp yasını tutacağı yerde ikramlarla masraf ediyor.
Artık bu abartıya bir son verilmeli.
Ancak bir kurum başkanı veya ileri gelen birisinin çıkıp söylemesi ile olmaz.
Çünkü bu çok hassas bir konu.
Her yere çekilebilir.
Aslında herkez rahatsız ama kimse çıkıp bir şey diyemiyor.
Şehrin ileri gelenlerinin cenaze evlerinde veya mezarlıklarda, cenaze yakınlarına tavsiyelerde bulunarak taziye süreleri ve ikram abartısının zamanla önüne geçilebilir.