Hayatımızın her alanını etkileyen ve bundan sonraki dönemlerde yeniden şekillendireceğe benzeyen Pandeminin başından itibaren önemle vurgu yaptığımız ve çözüm için olmazsa olmazımız olan tıbbi çare yani “aşı” gecikmelide olsa ülke sınırlarımız içinde uygulanmaya başladı. Hatta Kıbrıs Türk Cumhuriyetine bile destek amaçlı bir miktar gönderildi. Doğal olarak herkesin farklı sebeplerle de olsa tartışması başladı. Kişisel sebepler, aşının geldiği yer, siyasi sebepler… gibi bir çok nedenle aşı olmaya mesafeli bir kitle her ülkede olduğu gibi bizde de oluştu. Diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de siyasetin önde gelenleri aşılanmayı teşvik amacıyla uygulamayı kendilerinden başlattılar.

Ancak görünen, şu anda Covid-19 ‘a karşı elimizdeki etkili tek silahın bu olduğu..

Seyahat hareketlerinin başlaması da aşının yaygınlaşması ile birlikte yaratacağı güven ortamının oluşmasına bağlı görünüyor. Bu aşamada önümüzdeki birkaç aylık dönemde dikkatle izlediğimiz kaynak pazarlarındaki aşının seyrinin yanında ülkemizdeki durumda önem kazanıyor. AB ülkeleri bir yandan birlik sınırları içindeki hareketlerde aşı şartı getirmeye hazırlanırken diğer yandan birlik dışından geleceklerde de aşı zorunluluğu fikri üzerinde çalışıyorlar.

Seyahat kısıtlamalarının kaldırılması veya hafifletilmesinde ülkesel ve bölgesel verilerin yanında aşı uygulamasının seyrinin de belirleyici olacağı öngörülüyor..

Bu durumda ülkemizdeki aşılanmanın hızlanması ve aşıya ulaşımın kolaylaştırılması yönündeki adımların atılması zorunlu görünüyor.

Belkide bir sonraki adım misafir ile yüz yüze ilişkinin daha çok yaşandığı ulaştırma, konaklama ve yeme içme gibi hizmetleri sunanlarında en azından yaz dönemine kadar aşılanma çalışmaları olmalıdır.

Aşının güvenlik ve hijyen sertifikalarına ek olarak istenecek bir tedbir olarak karşımıza çıkması gündemdeki yerini korumakta ve bu aşamada yaşanacak gecikmelerin zaman kaybına sebep olması sürpriz olmayacaktır.

Aşı vurulması aşamasında gerekli alt yapının hem özel hem de devlet hastanelerinin desteğiyle sorunsuz ilerleyeceğini düşündüğümüzde yeterli aşının temini halinde turizm sektörü bu sınavdan da başarıyla geçecektir.

Aşının uygulanmaya başlaması 2021 ve sonrası için umutlarımızı daha fazla arttırmıştır. Bu aşamada bizlere düşen görev aşının rehavetine kapılmadan önerilen tavsiye ve kurallara uymak “sosyal mesafe”, “temizlik” ve “maskeyi” yaşamımızın bir parçası haline getirerek normalleşme sürecinin kısalmasına katkı sunmaktır..