Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde ülkenin birinde yan yana iki evde iki farklı aile yaşarmış. Mavi çatılı evde bir anne, bir baba, bir de çocuk varmış. Kırmızı çatılı evde de bir anne, bir baba, ve bir çocuk varmış.
Mavi evde sabahları herkes birbirine gülümser yataklar toplanır kahvaltı hazırlıkları yapılırmış. Kırmızı evde ise kimse birbirinin yüzüne bakmaz, evin düzenlenmesi annenin üzerine yıkılır, kahvaltı herkesin istediğini ayak üstü atıştırmasıyla yapılırmış.
Mavi evde baba ve çocuk evden çıkarken anne onları uğurlar güzel dileklerde bulunur akşam istedikleri bir yemek var mı diye sorarmış. Kırmızı evde herkes gitme vakti geldiğinde evden çıkar anahtarıyla kapıyı kilitlermiş.
Mavi evdeki anne önce evini toparlar sonra da akşam yemeğini hazırlarmış. Kendisine kalan vakitte istediği programları izler kahvesini içer kitabını okur eşini ve çocuğunu beklermiş. Arkadaşlarıyla görüşmeyi, onlara yardım etmeyi, komşularıyla bir arada vakit geçirmeyi çok severmiş. Kırmızı evdeki anne ise geç saatte uyanır, bir şeyler atıştırır, söylene söylene evi toparlar, akşam için yemek hazırlar, arkadaşlarının ve komşularının kendisini kıskandığını veya onu sevmediklerini küçük gördüklerini düşünerek kimseyle vakit geçirmezmiş.
Mavi evdeki baba işini çok sever bütün görevlerini yerine getirir yapamadığı ya da başarılı olamadığı kısımları arkadaşlarına sorar onlardan destek alarak elinden geleni yapmaya çalışırmış. Gün içerisinde eşini arar hatırını sorar bir şeye ihtiyacı olup olmadığını öğrenirmiş. Kırmızı evdeki baba ise işini sadece para kazanmak için yapar, bütün görevlerin kendisine verildiğini düşünür ve gün içerisinde arkadaşlarıyla iletişimde bulunmazmış.
Mavi evdeki çocuk okulda öğretmenini dinler, kurallara uyar, ödevlerini yapar, kitaplarını çantasını düzenler, arkadaşlarıyla oyunlar oynarmış. Kırmızı evdeki çocuk derste konuşur, arkadaşlarıyla kötü geçinir, sesini yükseltir, ödevlerini yapmaz, kurallara da uymazmış.
Mavi evde akşamları herkes gün içerisinde yaptıklarını anlatır evdeki diğer kişilerin neler yaşadığını merak eder ve birbiriyle ilgilenirmiş. Güzel demlenmiş bir çay, hazırlanan meyve tabakları da sohbetlerine eşlik edermiş. Kırmızı evde ise herkes birbirini şikayet eder, yemek yendikten sonra odalarına çekilir ya da kumanda tek bir kişinin eline alınıp diğerleri gönülsüz bir şekilde televizyon izlermiş.
Mavi evdeki aile izin günü hep beraber vakit geçirmekten çok hoşlanır piknik, yemeğe çıkma, spor yapma gibi mutlaka bir faaliyet yaparmış. Eğer kişisel bir program varsa ailenin diğer üyeleri saygı duyar ve kendilerine başka bir aktivite düzenlermiş. Kırmızı evde ise izin gününde faaliyet yapılmak istense baba yorgun olduğunu, anne uğraşamayacağını söyler ve hep beraber bir şeyler yapılmazmış. Kişisel program yapılacağında da diğer üyeler umursamaz ya da bu duruma kızgınlıkla karşılık verirmiş.
Hayat bu ya; mavi veya kırmızı evde yaşamayı insan evladı kendi seçermiş. Hadi o zaman yine yeniden masalınızı yazmaya ne dersiniz? Mavi gökyüzü eşliğinde bir varmış, bir yokmuş…